Uzman Diyetisyen Şenol Yıldız tarafından 1 Temmuz 2021 tarihinde yayınlandı. Vücutta üretilemeyen ve besinlerle alınması gereken doymamış yağ asitleri, F ( f at ‘ yağ ‘) vitamini olarak isimlendiriliyor. Bu yağ asitleri, çoğunlukla omega 3 (balık yağı, ceviz ve keten tohumu yağı) ve omega 6 ( ay çiçek yağı, mısır
MultivitaminNe İşe Yarar? Pharmaton 50 Plus 30 Kapsül - Omega 3, Multivitamin ve Mineraller. 111,99 TL %15. 95,74 TL. 514. Nature's Supreme Multivitamin For
Kanserekarşı koruyucu: Omega-3’ün kalp sağlığının yanı sıra kansere karşı koruma sağladığı, kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olduğu, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve beyin, retina, sperm, cilt hücrelerini güçlendirdiği de belirtiliyor. Omega-3 Nedir ve Ne İşe Yarar? Hangi Besinlerde Bulunur?
Neİşe Yarar? Östrojen Yüksekliği ve Düşüklüğü Ne Anlama Gelir? Dengelemek için Yapılması Gerekenler. Sağlık 15 Haziran 2022. Omega 3 Hangi Besinlerde
51 haftadayım. Son kontrolüm de keseyi gördük bir sonraki kontrol de kalp atışını dinleyeceğiz inş. Benim sorum şu dr. bana previt positive-omega yazdı onu kullanıyorum aranızda kullanan var mı?
Bu dizide direnç ve direnç renk kodlarını hakkında yazıyoruz; Elektrik devrelerinde direnç, bir iletken üzerinden geçen elektrik akımının karşılaştığı zorlanmadır. Mekanik sistemlerdeki sürtünmeye benzer özellikler gösterir. Direncin birimi Ohm (Ω)’dur. Denklemlerde R harfi ile gösterilir.
wNSD. Balık Yağı Omega 3 Nedir, Ne İşe Yarar? Balık yağı, omega-3 yağ asidi çeşitleri EPA, DHA ve D vitamini içeren hayvansal bir yağdır. Balık dokusundan elde edilen katı veya sıvı yağ olarak çeşitlenebilir. Genellikle ringa balığı, ton balığı, hamsi ve uskumru gibi yağlı balıklardan elde edilir. Yine de bazen morina karaciğeri yağında olduğu gibi diğer balıkların karaciğerlerinden üretilir. Balık yağının bu denli faydalı vücudumuz için faydalı olarak görülmesinin sebebi içerisinde bulunan omega-3 yağ asitleridir. Omega-3 yağ asitleri düzenli tüketildiğinde sağlıklı ve uzun bir ömür sürmenin anahtarı olarak görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü WHO ve Amerikan Kalp Derneği’ne AHA göre günlük 250-300mg DHA’ya denk gelecek şekilde balık yağı veya balık ürünleri tüketmek sağlıklı bir ömür için gereklidir. Balık Yağının Faydaları Nelerdir? Balık Yağı vücut için gerekli birçok organik bileşenden Omega-3 Yağ Asitleri içermektedir. Vücut için elzem olan EPA ve DHA Omega-3 türleri, bir insanın anne karnındaki hayata başlamasından yaşlılığa kadar her zaman vücudunu ve bağışıklık sistemini güçlendiren bileşenlerdir. Vücudumuz bu önemli bileşenleri kendisi üretememektedir. Bu bileşenleri taze balık veya balık yağı gibi ürünler vasıtasıyla dışarıdan tedarik etmemiz gerekmektedir. Faydaları şunlardır; Kandaki trigliserit seviyesinin azalmasına yardımcı olurKanser oluşma riskinin azalmasına yardımcı olurKaraciğerde aşırı yağlanma riskini azaltmaya yardımcı olurDepresyon ve anksiyete riskini azaltmaya yardımcı olurEnflamasyon ve çeşitli menstürel ağrıların azaltılmasına yardımcı olurÇocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi sorunların önüne geçilmesine yardımcı olurHamilelik ve emzirme dönemlerinde tüketildiğinde bebeğin vücut ve beyin gelişimine katkı sağlarAlzheimer ve demans gibi hastalıklarının görülme olasılığını azaltmaya yardımcı olurKan akışını rahatlatır ve kan pıhtılaşmasının önlenmesine yardımcı olurGöz sağlığı açısından faydalıdırKemikleri güçlenmesine katkı sağlarİnsülin direncine katkı sağlar ve kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur.
En İyi Klima Markaları 2022 En iyi klima markası nedir sorusuna cevap verdiğimiz bu içeriğimizde en iyi klima markaları ve … Devamını Okuyun → Global satış ne demek, global satış icra diye gönderilen mesajların aslı nedir gibi sorulara cevap vereceğimiz bu içeriğimizde aynı zamanda … Devamını Okuyun → Bir erkeğin nefreti nasıl geçer? Eğer bir erkek sizden nefret ediyorsa ve bu nefretin geçmesi pek kolay değildir. Bu içerimizde … Devamını Okuyun → MTA Nasıl Kurulur sorusuna cevap vereceğimiz bu içeriğimizde aynı zamanda Multi Theft Auto Nedir?, MTA San Andreas nasıl oynanır ve … Devamını Okuyun → Nefes alıp verirken ıslık sesi çıkıyorsa bu içeriğimiz tam size göre. Çoğunlukla sigara içen insanlarda karşılaşılan bu nefes alıp verirken … Devamını Okuyun → Jamaika Asgari Ücret konusunu inceleyeceğimiz bu içeriğimizde aynı zamanda Jamaika Alım Gücü, Jamaika Para Birimi ve ülkenin ekonomik durumunu da … Devamını Okuyun → Martı nasıl şarj olur sorusunu cevaplayacağımız bu içeriğimizde aynı zamanda martı nasıl şarj ediliyor, martı scooter nasıl şarj oluyor gibi … Devamını Okuyun → Bu içeriğimizde emziren ve hamile kadınlar için goji üzümü kullanılır mı, emziren ve hamile kadınlar için goji berry kullanımı ve … Devamını Okuyun → Bu yazımızda goji berry faydaları nedir sorusuna cevap verirken, goji berry nasıl bir bitkidir, goji berry nasıl kullanılır sorusuna da … Devamını Okuyun → Bu yazımızda psikolojim bozuk mu sorunuza cevap verirken aynı zamanda psikolojim bozuk mu testi çözebilir ve psikolojim bozuk ne yapmalıyım … Devamını Okuyun → Yazı dolaşımı
Kansere karşı koruyucu Omega-3’ün kalp sağlığının yanı sıra kansere karşı koruma sağladığı, kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olduğu, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve beyin, retina, sperm, cilt hücrelerini güçlendirdiği de belirtiliyor. Omega-3 Nedir ve Ne İşe Yarar? Hangi Besinlerde Bulunur? Omega 3 bir yağ asidi çeşididir. Özellikle beslenme ile alınan ve vücut açısından oldukça değerli olan doymamış yağ asididir. İnsan sağlığı açısından büyük bir ihtiyaç olarak görülen yağ asitleri olarak bilinir. Vücudun kendisi diğer yağlarda olduğu gibi doğrudan omega 3 yağ asitlerini üretemez. Bu nedenle omega 3 yağ asitlerinin yiyeceklerden ve takviyelerle alınması gerekir. Omega-3 yağ asidi ailesine ait olan çeşitli yağ asidi türleri vardır. Özellikle Omega-3 yağ asidi ailesinden üç yağ asidi büyük öneme sahiptir. Bunlar; 1- Eikosapentaenoik Asit EPA EPA, 20 karbondan oluşan bir Omega-3 yağ asidi çeşididir. Bu omega 3 çeşidi en fazla yağlı balıklara, deniz ürünlerinde ve balık yağlarında bulunur. EPA adıyla bilinen yağ asidi insan vücudu için bazı temel fonksiyonlara sahiptir. EPA mental durumlar başta olmak üzere depresyona ve strese iyi gelmektedir. 2- Dokozahekzaenoik Asit DHA DHA, 22 karbondan oluşan bir omega 3 yağ asidi çeşididir. Diğer yağ asidi gibi yağlı balıklarda ve çeşitli deniz ürünlerinde bulunur. DHA’nın insan vücudu açısından en önemli işlevi ise hücre zarlarında ve beyin sinir hücrelerinde çeşitli hizmet vermektir. Hamilelik dönemlerinde DHA çok büyük önem taşır. Anne sütü ve sinir sisteminin gelişimi açısından DHA alınması çok önemlidir. 3- Alfa-Linolenik Asit ALA ALA, 18 karbondan bir omega 3 yağ asidi çeşididir. Özellikle çok yüksek yağ içeren bitkilerde bulunur. Bu bitkiler genellikle keten tohumu, chia tohumu ve ceviz olarak bilinir. ALA omega 3 çeşidi vücutta çok aktif şekilde bulunmaz. Çeşitli besinlerden alınan ALA Omega-3 çeşidi genellikle vücut için bir enerji olarak kullanılır. Omega 3 Faydaları Nelerdir? Omega-3 yağ asitlerinin vücut açısından ve inşa sağlığı için oldukça önemli yararları vardır. Bu yararlar şu şekildedir; ✔ Omega-3 asidi kan bulunan trigliserit seviyesini önemli ölçüde azaltmaktadır. ✔ Omega 3 yağ asidi kişileri kanser riskine karşı korur. Özellikle kadınlarda daha sık karşılaşılan meme kanserine karşı koruyucu bir etkiye sahiptir. ✔ Karaciğer yağlanmasına karşı koruyucudur. Eğer kişide bir karaciğer yağlanması varsa bu srunu büyük ölçüde azaltır. ✔ Omega 3 yağ asitleri otoimmün hastalıklarda görülen semptomları azaltmaktadır. Ağrı giderici özelliği vardır. ✔ Depresyon ve strese iyi gelir. Psikolojik rahatsızlıkların giderilmesini sağlar. ✔ Gençlerde ve özellikle çocuklarda astımı önler. ✔ Hamilelik ile emzirme dönemlerinde alınan Omega 3 yağ asitleri bebeklerde gelişimi hızlandırır. ✔ Dikkat eksikliğine iyi gelir. Omega 3 Yağ Asidinin Zararları Var Mıdır? Omega 3 yağ asitleri genel anlamda sağlıklı bir vücut için çok önemlidir. Fakat yapılan bir araştırma sonucunda özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan kişiler için fazla omega 3 yağ asidi önerilmez. Özellikle omega 3 yağ asitlerinin takviyelerle alınması zararlı olarak görülür. Çünkü kan sulandırıcı ilaçlarla alınan fazla omega 3 yağ asitleri beyin kanamalarına ve kişilerde kısmi felce sebebiyet verebilir. Genellikle omega 3 yağ asitlerinin doğal yollar ile alınması çok önemlidir. Dengeli şekilde alınan bu yağ asitleri doğru bir seviyede olduğu sürece kişilere yarar sağlamaktadır. Omega 3 Yağ Asitleri Hangi Besinlerde Bulunur? Omega 3 pek çok yiyecek içerisinde bulunan bir yağ asididir. Bu yiyecekleri tüketerek, dengeli bir Omega-3 takviyesi yapmak mümkündür. Omega-3 yağ asidinin bulunduğu besinler; ✔ Lahana ✔ Avokado ✔ Soya fasulyesi ✔ Ispanak, ✔ Chia tohumu ✔ Et ve süt ürünleri ✔ Kanola yağı ile deniz ürünleridir Omega 3 Yağ Asidi Hangi Hastalıklardan Korur? İnsan vücudu için yeterli miktarda alınan omega 3 yağ asidi kişileri pek çok hastalıktan korur. Özellikle hem sinirsel hem de bünyesel etkileri olumluya çevirir. Omega 3 yağ asidinin önlediği hastalıklar ise şu şekildedir; ✔ Görme problemlerini ortadan kaldırır. ✔ Alzheimer hastalığına iyi gelir. ✔ Otizm ve diğer sinirsel sorunların ortaya çıkmasını önler. ✔ Yaşlılığa bağlı unutkanlık ve bunama hastalıklarını önler. ✔ Depresyon ile stresin yol açtığı durumları ortadan kaldırır. ✔ Bipolar bozukluk ile şizofreni hastalıklarından kişilerin korunmasını sağlar. ✔ DEHB ile Davranışsal sorunların etkilerini azaltır. Bu hastalıklardan da ilerleyen yaşlarda koruma sağlar.
Vitaminler insan sağlığı için hayati değere sahip organik bileşiklerdir. Vitamin eksikliği pek çok önemli sağlık sorununa neden olabilir. Bu nedenle vitamin eksikliği bulunan kişilerin uygun vitamin ve besin takviyesi alması çok önemlidir. Vitaminlerin özellikle doğal yollardan alınması önerilmektedir. Ancak ciddi vitamin eksikliği çekenler veya hastalık sürecinde olanlara hekim tavisiyesi ile ilaç şeklinde vitamin takviyesi önerilmektedir. Sağlıklı beslenen kişilerin hekim tavsiyesi olmadan vitamin tüketmesi sağlık sorunlarına neden olabilir. Gereksiz vitamin tüketimi vücutta birikerek toksik etkiye neden olduğu için böbrek ve karaciğerler için zararlı olabilmektedir. Ancak, yaşlılar, hastalık sürecinde olanlar, hamileler ve çocukların gerekli olan vitamin takviyesi almaları sağlıkları için önemlidir. Vitamin ve Besin takviyelerine ne zaman ihtiyaç vardır? Sağlıklı bir beslenmede yeterli ve dengeli vitamin ve besin desteğine ihtiyaç yoktur. Fakat düşük enerji içeren diyet tüketenler, yeterli ve dengeli beslenemeyenler, vejetaryenler hayvansal gıda tüketmeyen veganlar, demir yetersizliği ve anemisi olanlar, gebe ve emziren kadınlar demir, folat, B12 vitamini vb., menapoz sonrası kemik kaybı fazla olan kadınlar, yaşlılar, uzun süre ilaç kullananlar antasitler, antibiyotikler, laksatifler, diüretikler, besin alımını engelleyen alerjik hastalıkları olanlar, bir hastalığa bağlı beslenme nutrisyon tedavisi alanlar, diyaliz tedavisi gören hastalar, vb. durumlarda ki kişiler hekimlerinin önerisi ile vitamin ve besin destekleri; mineral, posa, aminoasitler ve fitokimyasallar alabilirler. Supleman olarak sunulan bu besin öğelerinin çoğu, dengeli beslenen sağlıklı insanlar için günlük besinlerden doğal olarak sağlanabilir. Vitamin eksikliğinden kaynaklanan hastalıklar ve vitamin ilaçları Vitamin ve Mineral Yetersizlikleri Vitamin mineral yetersizliklerine, VMY mikronutrien malnutrisyonu tüm yaş gruplarında rastlanabilir. Ancak küçük çocuklar ve doğurganlık çağındaki kadınlar vitamin mineral yetersizlikleri açısından fazla risk taşımaktadırlar. Günümüzde fetal dönemdeki anne karnındaki beslenmenin etkilerinin yetişkinlik çağı hastalıklarının gelişimindeki rolü kanıtlanmıştır. Vitamin ve mineral yetersizliklerinin temel nedenleri; Vitamin ve mineraller yönünden zengin besinlerin yeterli ve dengeli miktarlarda tüketilememesi, Besinlerin satın alınması, hazırlanması, pişirilmesi ve saklanması sırasında oluşan besin ögesi kayıpları, Vücutta kullanımlarını engelleyen etmenlerin diyette varlığı, Emilim bozuklukları ve emilim bozukluklarına neden olan hastalıkların varlığı,Örn Helikobakter pylori vd. Enfeksiyonlar Parazitlerin varlığı İlaç, alkol veya sigara kullanımı Doğum kontrol hapları oral kontraseptifler B12 vitamini nedir? Hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği Besin Desteği Kullanılırken Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar Eğer herhangi bir hastalığınız yoksa, doktorunuz önermemişse supleman kullanmayın, Günlük beslenme durumunuzu değerlendirin, Hiçbir supleman besinlerin içinde bulunan sağlık için gerekli besin öğelerini sağlayamaz, Herhangi bir ilaç kullanıyorsanız doktorunuza danışmadan vitamin/ mineral suplemanı kullanmayın. İlacın etkisini azaltabilir yada etkileşim sonucu yan etki yapabilirler, Supleman kullanacaksanız tek bir vitamin yerine, multivitamin desteğini tercih edin, Suplemanları önerilen dozlarda alın, Yeterli ve dengeli beslenmeye öncelik verin . Gereksiz ve yanlış vitamin kullanımı ciddi zararlar verebilir Bebekler ve Çocuklarda Vitamin ve Besin Desteklerinin Kullanımı Demir yetersizliği anemisinin önlenmesi Demir vücuda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin yapısında bulunan hemoglobin yapımı için önemlidir. Aynı zamanda demir beyin gelişimi için de gereklidir. Zamanında doğmuş bebekler ilk 4-6 ay yetecek kadar demir deposu ile doğarlar. İlk dört altı ay için anne sütündeki kolay emilebilen demir yeterlidir. Ancak altıncı aydan sonra bebeğin demir gereksinimi artar. Tüm yaş grupları için yaşamsal önem taşıyan demir eksikliği anemisi, genel olarak 0-5 yaş grubundaki çocukların ve gebelerin ortalama %50’sinde karşımıza çıkmaktadır. Bebeklerde aneminin önlenmesi amacıyla, ülkemizde 2004 yılından beri Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü tarafından 4. aydan itibaren bebeklere demir supleman desteği programı “Demir gibi Türkiye” adıyla başlatılmıştır. Bu proje kapsamında 4-12 ay arası her bebeğe proflaktik amaçlı ücretsiz demir desteği sağlanması, uygun tamamlayıcı besinlerin eğitiminin verilmesi, 13-24 ay anemisi olan bebeklere demir tedavisi önerilmesi amaçlanmaktadır. Adolesanlarda Besin Desteklerinin Kullanımı Ergenlik, çocukluktan sonra büyümenin en hızlı olduğu dönemdir. Bu hızlı büyüme ergenlerin enerji ve besin öğelerine olan gereksinimlerini arttırmaktadır. Adolesanlarda gereksinimlerin artması iştahı uyarıcı bir etmendir. Günümüzde adolesanların beslenme davranışında; gazlı içecekler, patates kızartması, hamburger ve pizza gibi besinlerin ağırlıkla tercih edildiği, bunun yanında sebze, meyve, süt ve süt ürünleri ve balık gibi besinlerin tüketiminin az olduğu görülmektedir. Beslenme davranışındaki bu olumsuz eğilim toplam yağ, doymuş yağ ve şeker alımını arttırırken kalsiyum, demir, çinko, potasyum, A, D, C vitaminleri ve folik asit alımının yetersizliğine neden olmaktadır. Gereksinimin artmasına ek olarak besinlerle vitamin ve mineral alımının yetersiz olması durumunda besin desteklerinin kullanılması gerekli olabilir. Özellikle kızlarda mensturasyonun adet kanaması başlaması ayrıca kızlar ve erkeklerde kas gelişimini artmasına bağlı olarak demir gereksinimi artmaktadır. Fazlası da azıda zararlı Vitamin hapları hakkında temel bilgiler Ülkemizde, 5 yaş altı çocuklarda, üreme çağındaki kadınlarda ve adolesanlarda D vitamini yetersizliğine bağlı problemler karşımıza çıkmaktadır. Adolesanlarda D vitamini yetersizliği oranının %80 olduğu bildirilmektedir. Yetişkinlikteki kemik yoğunluğunun yarısına yakın bir kısmı gençlik yıllarında oluşur ve yapılanma 30’lu yaşlara kadar devam eder. Süt, yoğurt, peynir gibi iyi kalsiyum kaynağı besinlerin günlük 3-4 porsiyon tüketilmesi gereksinimi karşılamaktadır. Özellikle genç kızlar kilo alma korkusuyla yeterli düzeyde kalsiyum kaynağı besinleri tüketmemektedirler. Bunun yanında, yeterince günde 10-15 dakika direk güneş ışığı güneş ışığından yaralanamama, D vitamininin aktive olamaması gibi nedenler ile gençlerin uzun dönemde kemik gelişimleri risk altındadır. Yetişkinlik dönemine eksik kemik mineralizasyonu ile başlanmaktadır. Yaşlanma ile doğal olarak oluşan kemik kayıpları ile osteoporoz riski de artmaktadır. Gerekli görüldüğü dönemlerde kalsiyum ve D vitamini suplemantasyonu önlem olabilir. D vitamini neye yarar, hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği Yetişkin Kadınlarda Besin Desteklerinin Kullanımı Doğurganlık çağındaki kadınlar, gebeler ve emziklilerin; folik asit, demir ve kalsiyum gibi besin öğelerine gereksinimleri artmaktadır. Araştırmalar doğurganlık çağındaki yetişkin günlük 400 //g ve gebe kadınların günlük 600 //g çoğunluğunun besinlerle folik asit gereksinimlerini karşılayamadıklarını göstermektedir. Bu nedenle gebelikte folat yetersizliğinin önlenmesi amacıyla günlük alınması önerilen 600 /g folik asit; folattan zengin besinlerin tüketiminin arttırılması, diyete folik asit eklenmesi ve besinlerin folik asit ile zenginleştirilmesi sonucu sağlanabilir. Ancak NTD’inin önlenmesinde etkin olabilmek için hedef tüm doğurganlık çağındaki kadınlarda gebelik öncesine yönelik olmalıdır. Ancak günde 1000 mg’ın üzerinde uzun süre folat suplemantasyonu yapıldığında B12 vitamini yetersizliğini gölgeler ve pernisiyöz anemiye bağlı sinir sistemi hasarlarına yol açabilir. Vitamin eksikliği pek çok hastalığa sebep olabilir Biyoyararlılığı yüksek demir içeren besinlerin diyette arttırılması ve bitkisel kaynaklarla biyoyararlılığı düşük olan demirin emilimini arttıran C vitamininin her öğünde tüketilmesi, emzirmenin desteklenmesi, demir emilimini azaltan etmenlerin fitat, tanen, okzalat, çay, kahve ortadan kaldırılması, demir kaybına neden olan enfeksiyonların kontrol altına alınması, ekonomik, eğitim ve sosyal yapı koşullarının düzeltilmesi, besinlerin demirle zenginleştirilmesi, gerektiğinde demir desteği suplementasyonu anemiyi önleyebilir ve tedavi edebilir. Demir desteği suplemantasyon terapatik bir uygulamadır Gebelik öncesi demir depoları yetersiz olan kadınlara gebelik döneminde demir verilmesinin demir yetersizliğini önleyemediği, demir depolarını dolduramadığı konusunda tartışmalar halen sürmektedir. Gebeliğin üreme döngüsünün bir parçası olduğu düşünüldüğünde, eğer demir suplemantasyonu yapılacaksa, bunun gebelik öncesi dönemde başlamasının gerekliliği de tartışılan konulardır. Ancak gebelikte annenin hemoglobin düzeyi ile bebeklerin ferritin düzeyleri arasındaki doğrusal bir ilişki olduğu bilinmektedir. Demir suplemantasyonu yapıldığı dönemde çinko ile etkileşimi de göz ardı edilmemelidir. Sağlık Bakanlığı Anne-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğünün programına göre her gebeye 2. trimesterden itibaren demir desteği başlanmaktadır. Çinko düzeyi de gebe kadınlarda yetersiz olduğu için yaklaşık günde 25 mg çinko suplemanı verilmesi önerilmektedir. Gelişmekte olan ülkeler için bu 60-120 mg/gündür. Çinko demir desteği olmadan tek başına uygulanmamalıdır. Yaşlıkta Besin Desteklerinin Kullanımı Yaşlılarda özellikle günlük enerji alımı 1500 kal altına düştüğünde; optimal beslenmenin karşılanamaması riski oluşmaktadır. Ayrıca yaşlılığa bağlı gastrointestinal sistem ve böbrek fonksiyonlarından sorunlar nedeniyle, yeterli besin alınmasına rağmen, besinler yeterince vücutta kullanılamayacaktır. Ayrıca mikro besin öğeleri vitamin-mineraller emilimi ve kullanımı olumsuz etkilenebilir. Bu nedenlerle yurt dışında özellikle 50 yaş üstü kişilerde ve B12 vitamini yetersizliğinin önlenmesi amacıyla bu vitaminin suplemantasyonu uygun görülmektedir. Ayrıca yaşlandıkça kalsiyum gereksinimi artar. Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberinde 65 yaş üstü kadın ve erkekler için 1200 mg kalsiyum almaları önerilmektedir. Ancak yaşlılarda kalsiyum alımını olumsuz yönde etkileyen bazı etmenler vardır. Yaşlılarda Kalsiyum Alımını Etkileyen Etmenler 1. Süt, yoğurt, peynir gibi kalsiyumdan zengin besinlerin yeterince tüketilmemesi, 2. Diğer besin öğelerinde olduğu gibi vücudun yiyeceklerdeki kalsiyum emiliminin azalması 3. Fiziksel aktivitenin azlığı veya olmaması 4. Kalsiyumun vücutta kullanımını sağlayacak D vitamininin yeterince olmaması. Özellikle kadınların menapoz dönemi ve sonrasında hormonal nedenlerle oluşan kemik kaybını yavaşlatabilmek için kalsiyum suplemanları önerilmektedir. Kalsiyum suplemanları 500 mg ve altındaki dozlarda, besinlerle birlikte tüketildiğinde iyi emilir. Eğer yaşlı birey; eve bağımlı, güneş ışınlarının az görüldüğü bir coğrafyada yaşıyor veya aşırı kapalı kıyafetler giyiyor ise yeterince güneş ışınlarından faydalanamıyordur. Yaşlılığın da etkisi ile zaten vücutta D vitamini sentezi de azalmaktadır. Bu durumlarda doktor önerisi ile kalsiyum yanında D vitaminini de içeren supleman kullanımı uygundur. Sporcularda Besin Desteklerinin Kullanımı Sporcular; performanslarını arttıracağı düşüncesi ile değişik maddeler kullanmaktadır. Antrenman veriminin yanı sıra spor performansı artmasını desteklemek amacıyla doping sayılmayan besin öğelerinin kullanılması sporcular arasında yaygın uygulamalardır. Bunlara besinsel ergojenik yardım denir. Bu tür besin destekleri 3 grupta sınıflanabilir; 1. Enerji oluşumunu arttıran besin destekleri karbonhidrat, protein, kreatin, vitamin /mineraller veya bitkisel ürünler. 2. Vücut bileşimini değiştiren besin destekleri protein 3. Toparlanmayı hızlandıran besin destekleri karbonhidrat, vitamin/mineraller veya bitkisel ürünler Kreatin nedir? Nasıl kullanılır? Faydaları ve zararları nelerdir? Çalışmalar sporcuların çoğunluğunun vitamin/mineral kullanmakta olduğunu göstermektedir. Vitaminleri ayrı ayrı kullanmak yerine multivitamin olarak kullanımı tercih edilmektedir. Aşırı egzersizin serbest radikalleri arttırması nedeniyle antioksidan vitaminlerin A, C, E ve enerji metabolizmasında rolü olan B grubu vitaminlerin, artan gereksinimi karşılayabilmek amacıyla normalde günlük önerilen miktardan biraz daha fazla kullanımı önerilebilmektedir. Vitamin ve minerallerin, sporcularda dayanıklılığı arttırma gibi yararlı etkileri olsa da gereksinimin üzerinde alınmasının performansı arttırdığı saptanmamıştır. Bununla beraber A ve D vitaminlerinin aşırı alımı toksik etki yapabilir. Sporcunun çalıştığı spor dalı ve fizyolojik gereksinmesini karşılayacak şekilde planlanmış bir diyet enerji ve besin öğelerine olan gereksinmesini ve gereksinim duyulan vitamin ve mineralleri karşılar. Kronik Hastalıklardan Korunmada Vitamin-Mineral Besin Kullanımı Vitamin ve mineraller doğrudan enerji sağlamayan ancak organizmanın enerji üreten yaşamsal reaksiyonlarına katkıda bulunan dolayısıyla metabolik işlevlerin sürdürülmesi, büyüme ve genel sağlık için elzem olan organik yapıda mikrobesin öğeleridir. Ayrıca bazıları A, E, C vitaminleri antioksidan özelliklerinden dolayı doku ve organları oksidatif strese karşı korurlar. Dolayısıyla birçok dejeneratif hastalıktan korunmada ve tedavi aşamasında koruyucu rolleri vardır. Kronik hastalıklar dünyada ölüm nedenlerin büyük çoğunluğundan sorumludur yaklaşık 35 milyon. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde görülen kronik hastalıkların başında kardiyovasküler hastalıklar ve kanserler gelmektedir. Bunlardan başka obezite ve buna bağlı oluşan tip 2 diyabet, böbrek hastalıkları, osteoartritler de önemli halk sağlığı sorunlarındandır. Kronik hastalıkların çoğunluğunun, risk etmenleri ve tetikleyici etmenleri benzerdir ve beslenmenin düzeltilmesi ile büyük çapta önlenebilirler. Kalp-Damar ve Kanser Hastalıklarında Besin Desteklerinin Kullanımı Özellikle antioksidan vitaminler A, E, C vitaminleri, beta karoten, folik asit ve beraberinde B12 vitamininin supleman olarak kullanılmasının, kardiyovasküler hastalıklar ve kanser mortalitesi ve morbiditesi üzerinde etkili olabileceğini bildiren çalışmalar bulunmaktadır. Ancak geniş örneklemli prospektif araştırmalar; p karoten suplemanlarının kardiyovasküler hastalıklar ve kanser insidansı üzerinde orta düzeyde, E vitaminlerinin çok az düzeyde olumlu etkileri olduğu göstermiştir. Bununla beraber C vitaminin ateroskleroz üzerine olumlu etkileri bildirilmiştir. Kanser hastalarında C vitamini suplemantasyonu yaşam kalitesini düzeltmekte ve yaşam süresini uzatmaktadır. Solunum Yolu Hastalıkları ve Soğuk Algınlığında Besin Desteklerinin Kullanımı En çok tartışılan C vitamininin soğuk algınlığı üzerine olan etkisidir. Bu konuda C vitamininin yüksek dozlarda suplemantasyonu ile yapılan çalışmaların bir çoğu, soğuk algınlığını önlemede rolü olmadığını, fakat soğuk algınlığı semptomlarını azaltmada, az da olsa olumlu etkisi olduğunu belirtilmektedir. Ancak solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde ve otitis media gibi hastalıklar üzerine olumlu etkileri bildirilmiştir. Ülkemiz, C vitamini içeren besinler açısından zengin bir ülkedir. Dolayısıyla C vitamini gereksinimimizi besinlerden karşılama yoluna gidilmelidir. Bazı vitaminlerin kullanımı hastalıkların oluşmasında veya seyrinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Örneğin Asbest maruziyetinde veya sigara kullananlarda p karoten ve A vitamini suplemantasyonu akciğer kanseri insidansını arttırmıştır. Ayrıca A vitamini suplemanı kullanımı serum trigliserit düzeyinde orta derecede artışa neden olmuştur. Kalsiyum suplemantasyonunun böbrek taşı oluşma riskini arttırdığı, E vitamini kullanımının burun kanamalarındaki insidansı arttırdığı ancak daha ciddi kanamalardan hemorajik şok gibi sorumlu olmadığı belirtilmiştir. E vitamini, hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği Besin öğelerinin biyolojik etkileri, onların biyoyararlılıklarıyla yakından ilişkilidir. Biyoyararlılığı etkileyen ana faktörler; mikronutrienlerin kimyasal yapısı, barsak lümeninde emilim için yarışan diğer kimyasal bileşikler, besinin yapısında bulunan diğer öğeler örn. Fitatlar…, diğer besinlerin bağlayıcılıkları, barsaktan geçiş süresi ve enzim aktivitesidir. Besin öğeleri de birbirlerini etkileyebilir, bu etki sinerjik antagonistik veya eşik düzeyde olabilir. Mikronutrienleri besinlerden sağlamak ile supleman şeklinde almak aynı etkileri göstermeyebilir. Çünkü vitamin ve mineral besin desteklerinde, vitamin ve mineral kaynakları doğal veya sentetik yapıda olabilir. Dolayısı ile doğal besinlerle alındığında bir çok hastalığın önlenmesinde rolü olan vitamin ve minerallerin supleman olarak kullanıldığında ne kadar etkili olduğu yani biyoyararlılığı önemlidir. Suplemanla alınan vitamin ve minerallerin biyoyararlılığı, kullanılan etken maddeye bağlı olarak besinler alınan besin öğelerinin ki kadar yüksek olmayabilir. Bazı vitamin suplemanlarının, kronik hastalıklardan korunmada etkinliğin ibelirlemek için yapılan çalışmalarda hastalıkların oluşum riskini azaltmada, yada bazı hastalıklardan ölüm oranlarını düşürmede etkili oldukları gösterilmiş olsada, önerilmeleri konusunda halen soru işaretleri mevcuttur. Çünkü bu etkilerin daha net olarak saptanmasını etkileyen çok sayıda bireysel ve çevresel etmen vardır. Tek bir sağlık sorununa yönelerek supleman kullanmak, bazen yan etkiler nedeni ile yeni sorunları doğurabilmektedir. Sağlığın Korunmasında Yeterli ve Dengeli Beslenme ADA-Amerika Diyetisyenler Derneği’nin ADA vitamin ve mineral besin desteklerinin kullanımına yönelik durum raporunda optimal sağlığın sürdürülmesinde ve kronik hastalık riskinin azaltılmasında besin çeşitliliğini sağlayarak yeterli besin öğelerinin alınmasının en iyi yol olduğu belirtilmektedir. Özellikle dört temel besin grubu bakımından zengin örüntüsü olan bir diyet ile, besin desteği kullanmadan, makro ve mikro besin ögelerini optimal düzeyde almamız olasıdır. Vitamin ve mineraller için önerilen miktarları karşılama yüzdelerine bakıldığında hem çocuk, hem de yetişkin kadın için dengeli bir diyet, günlük vitamin ve mineral gereksinimini yeterli miktarlarda karşılamaktadır. Vitamin ve minerallerin aşırı düzeyde alınması çeşitli sağlık risklerinin oluşmasına neden olur. Örneğin; yağda eriyen vitaminlerin A ve D vitaminleri gibi aşırı düzeyde alındığında vücutta depolandığı ve çeşitli toksik etkiler gösterdiği bilinmektedir. Suda eriyen vitaminlerin fazla alındığı durumlarda ise organ sistemlerine aşırı yük getirdiği bunun yanında bazı vitaminlerin-minerallerin, besinlerin ve kullanılmakta olan bazı ilaçların birbiriyle olumsuz etkileşime girdiğinin de bilinmesi gerekmektedir. Besin Destekleri ve İlaç Etkileşimleri Bazı sağlık sorunları olan kişilerin, zenginleştirilmiş besinler veya besin destekleri tüketmeleri olumsuz etkilere neden olabilir. Aynı anda kullanılmakta olan ilaçlar da bu ürünlerle etkileşime girebilirler. Bu etkileşim bir ilacın etkisini arttırma, azaltma veya beklenmeyen yan etkiler şeklinde olabilir. Ayrıca bazı ilaçlar, vitamin veya minerallere olan gereksinimi arttırırken, bazları da vitamin minerallerin etkinliğini azaltabilir. Örneğin; Oral kontraseptif kullanımı, B6, B12 vitaminleri, çinko ve folik asit gibi vitamin ve minerallere olan ihtiyacı arttırmaktadır. E vitamini ile warfarin veya aspirin arasındaki etkileşim antitrombotik etki nedeni ile kanama riskini arttırır. Warfarin gibi antikoagulanları kullananların K vitamini alması ters etki ile pıhtılaşmaya neden olur. Ayrıca K vitamini hayvansal ve bitkisel besinlerin çoğunda bol miktarda bulunmaktadır. Kortikosteroidlerin kullanımı D vitamini ve kalsiyum gereksinimini arttırır. Pankretin, kolestipol gibi ilaçların kullanımında folik asitin emilimi ve biyoyararlılığı azalır. Kolestipol veya orlistat kullanımı E vitamininin etkinliğini azaltır. Demir ve çinkonun, demir ve kalsiyumun bir arada kullanımı birbirinin emilimini azaltır. Çinko ile penisilinlerin kullanımı çinko emilimini düşürür. Ayrıca hipertansiyonun tedavisinde kullanılan bazı ilaçların, potasyum depolamasına neden olabileceği gibi, diüretiklerin de potasyum gereksinimini arttıracağı belirtilmektedir. İyot Yetersizliği Hastalıkları IYH Sorun sadece gözle görülen bir guatr olgusundan çok iyot yetersizliğine bağlı fiziksel ve zeka mental gelişme geriliğine neden olmasıdır. IYH önlenebilir mental geriliğin nedenidir. Ağır durumlarda sağırlık ve dilsizlik, kretinizm ve düşük, erken doğum, ölü doğum ve doğumsal bozuklukların artmasında etkendir. Dünyada 200 milyon insanda guatr ve 20 milyon kişide mental gerilik ve 6 milyon kişide de iyot yetersizliğine bağlı kretinizm olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde iyot yetersizliğine bağlı bozuklukların önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu bölgesel ve ulusal düzeyde yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Ülkemizde her 100 çocuktan 30’unda guatr sorunu görülmektedir. Sorunun çözümü iyotlu tuz kullanılması ile mümkündür. Folat Yetersizliği FY Folat besinlerde doğal olarak bulunan B grubu bir vitamindir. Sentetik şekline folik asit denilmektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller ve kurubaklagiller folatın zengin kaynaklarıdır. Folik asit suplemanlarda bulunmakta ve besin zenginleştirmede kullanılmaktadır. Yeterli folat alımı nöral tüp defekti ve diğer doğumsal bozuklukların, kardiyovasküler hastalıkların ve bazı kanser türlerinin oluşumunun önlenmesinde yardımcıdır. Bu nedenle özellikle çocuk yapmak isteyen kadınlara gebelikten önce Folik asit almaya başlamaları önerilmektedir. Folik asit nedir? Folat vitaminin faydaları ve gebelikte kullanımı Gebelik sürecinde Folik asit takviyesi almak gebelik sürecini sağlıklı geçirmeye yardımcı olduğu gibi doğacak bebekte oluşabilecek pek çok hastalığın oluşmasını engellemektedir. Ülkemizde folik asit yetersizliğine bağlı nöral tüp defekti NTD sıklığı 10 bin doğumda erkek% kız % Kız/Erkek olarak belirlenmiştir. Folik asit yetersizliği 15-49 yaş grubu kadınlar için önemli bir halk sağlığı sorunu olarak görülmektedir. Ayrıca folat alımının yetersizliğine bağlı kanda homosistein aminoasidi düzeyinin artması kardiyovaskular hastalıklar için risk oluşturmaktadır. Diyetle folik asit alımının arttırılması ise kan homosistein düzeyini düşürmektedir. D Vitamini Yetersizliği DVY Bebekler, çocuklar ve adolesanlar hızlı büyümeye bağlı olarak D vitamini gereksinmesindeki artış nedeniyle D vitamini yetersizliği riski taşımaktadır. D vitamini yetersizliği çocuklarda kan kalsiyum düzeyindeki azalmaya hipokalsemi neden olarak; raşitizme neden olmaktadır . Bebeğin yeterince anne sütünden vücuduna D vitamini alamaması annede D vitamini yetersizliği-giyim tarzı, yaşam şekli, güneşe çıkmaması , güneşe çıkarılmaması, deri renginin koyu olması ile annenin kapalı giyinmesi ve güneşten yararlanmaması ile yetersiz beslenmesine bağlı olarak sorun görülmektedir. D vitamini yetersizliği kalsiyum emiliminin azalmasına ve kemikleşmenin mineralizasyonun bozulmasına neden olmaktadır. Diğer Vitamin ve Minerallerin Yetersizlikleri Vitamin-mineral yetersizlikleri açısından ülkemizde düzeyi yansıtan veriler sınırlıdır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda yukarıda bahsedilenler dışında, riboflavin, B6 vitamini, B12 vitamini, folik asit, A vitamini, E vitamini ve çinko vb vitamin ve mineral yetersizlikleri değişik yaş gruplarında görülmektedir. Vitamin Mineral Besin Destekleri Dışında Diğer Supleman Çeşitleri Omega-3 yağ asitleri, vücutta sentezlenemeyen elzem yağ asitleridir. Bu nedenlerle besinlerle alınmalıdırlar. Hayvansal kaynaklı Omega 3 yağ asitleri eikosapantaenoik asit EPA ve dekosaheksoenoik asit DHA, bitkisel kaynaklı olanı ise alfa linoleik asittir ALA. Omega 3 yağ asitlerinden zengin besin kaynakları; balık uskumru, somon, ringa balığı ve sardalya, ceviz, koyu yeşil yapraklı sebzeler keten tohumu, semizotu, brokoli… dir. Bu nedenle düzenli olarak haftada 2-3 kez 150g kadar balık tüketilmesi önerilmektedir. Omega 3 yağ asitleri içeriği bakımından balığın türü önemlidir. Omega 3 nedir, ne işe yarar? Faydaları nelerdir, hangi gıdalarda bulunur? Özellikle EPA ve DHA’lar, pıhtılaşmayı önleyici, kan yağlarını düzenleyici ve damar koruyucu etkileri nedeniyle kalp ve damar hastalıklarından korunmada etkilidir. Hücre zarlarını kuvvetlendirir. Retina ve beyinin gelişimi ve sağlığı için gereklidir. Anti-inflamatuar etkileri vardır. Yeterli miktarda balık tüketildiğinde omega 3 desteği kullanmaya gerek yoktur. Aşırı tüketimi yada farklı ilaç ve besin etkileşimleri nedeniyle tehlikeli olabilir. Özellikle balık yağı olarak alınmamalıdır. Balık yağı ile birlikte A vitamini de bulunduğu için, A vitamininin aşırı alımına neden olabilir. Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Doç. Dr. Nilüfer Acar Tek, tarafından hazırlanan BESİN DESTEKLERİ KULLANILMALI MI?’ kitabından derlenen bu yazıyı okurlarımızın dikkatine sunuyor ve Doç. Dr. Nilüfer Acar Tek’e teşekkür ediyoruz KAYNAK BESİN DESTEKLERİ KULLANILMALI MI?’ Doç. Dr. Nilüfer Acar Tek, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü
Periost vücudun önemli yapılarından bir tanesini oluşturmaktadır. Periostun vücut içerisinde çok sayıda görevi bulunmaktadır. Bu görevler ise vücut için hayati nitelikte önem taşımaktadır. Periost Nedir? Periost kemik zarına verilen isimi ifade etmektedir. Kemiklerin dış kısmında bulunan, kemik dokusunun beslenmesini ve onarılmasını sağlamakta olan zara periost adı verilmektedir. Periost Zarı Ne İşe Yarar ve Görevleri Nelerdir? Periost vücudun içinde yer alan kemikleri saran zara verilen bir isimdir. Bu zarın pek çok görevi bulunmaktadır. Bu görevler ise şu şekilde sıralanmaktadırPeriost zarı; osteoblast ismi verilen hücreleri üretmektedir ve bu hücreler yardımı ile kemiklerin enine ve boyuna bir şekilde büyümesine yardımcı olan kemiklerin iyileşmesi de periost zarı sayesinde aracılığı kemikler büyük ölçüde zarı, görevini yerine getirerek osteoblast isimli hücreleri üretemez ise, kırılan kemikler iyileşememektedir ve kemik büyümesi de gerçekleşmemektedir. Bu sebepten dolayı periost kemikler için büyük bir önem arz kalınlaşması periost sayede gerçekleşmektedir.
previt positive omega ne işe yarar