Bunlar 1-2 kişi değil, bunlar çeteye giriyorlar. Bahçeden giriyorlar, camdan oğlumu gözetliyorlar koltukta oturduğunu görüyorlar. Ondan sonra 5 el ateş ediyorlar. Kanlar içerisinde kendini dışarıya attı. Bana, ‘Anne ben ölüyorum’ dedi. Çocuğumu kaybettim, ben nasıl acı çekiyorsam Allah’ta onlara çektirsin” dedi. Bençocuğumu 2 seneden beri Ertuğrul Bey'e götürüyorum , memnunum. Benim çocuğum otizmli , pandemi sürecinde Ertuğrul Bey'e gitmeye karar verdim. İlaç tedavisi alıyoruz çocukla iletişimi iyi çocuğuma iyi davranıyor memnunuz. Çok hırçın bir çocuktu ilaç tedavisinden sonra biraz daha sakin oldu. Tedavimiz devam ediyor. MusaDener Şiir Ve Sözleri. 660 likes1 talking about this. Whatsap İletişim : 05436448220 & 05442169279 Kitap Türkçe ve Zazaca beste için DM Duygu komşumuzun 4 yaşındaki kızı. O zamanlar bir kız kardeş hayaliyle yanıp tutuşan bu naçiz bünyem, onu kardeş bellemiş, çılgınlar gibi onunla zaman geçirmeye çalışıyor kendini sevdirmek için. İlk postayı yemişiz, babam narkoza bağlamış anında. Adam sebepsiz bir ısrarla beni çıplak ayak toprakta yürütmeye 128 24 Nisan 2022. #1. Ortamlarda çok geriliyorum, kendim gibi davranamadığımı hissediyorum, daha çok dinleyen taraf oluyorum, okuldayken genellikle kitap okuyorum kitap okumaktan cok zevk alıyorum, hiç sevgilim yok bazen eksikliğini çekiyorum ama sonra eğer ilişkim olursa sıvayacağim aklıma geliyor. Bunun dışında arkadaşlarbugün derecelide midde 0-7 giden birisi vardı bottada 0-5 gidenler vardı ben bunlara küfür ettim hep aynı şeyi yapıyorum bidaha diyorum oyu CDjn5d. Normalde sakin bir insanımdır ama o evin içine girince bana bir şeyler oluyor. Karımı çok seviyorum. Beni sevmesini ve bana saygı duymasını her şeyden çok istiyorum. Bazen bu konuda radikalleşebiliyor ve onu çok kısıtlayan direktifler verebiliyorum. Benden habersiz koltuktan dahi kalksa rahatsız olduğumu hissettiriyorum. İlişkimizin her noktasında benim sözüm geçiyor ama üst üste çok kez isteklerini reddetmişsem ara sıra söylediği ehemmiyetsiz şeyleri dilediğince gerçekleştirmesine izin veriyorum. Geçen eve biraz erken geleyim dedim ve benden izinsiz dışarı çıktığını görünce çıldırdım. Telefonla arayınca "evdeyim" dedi, yalanını hissettiğimi anladı ve korktu. Evde beklemeye koyuldum. Yarım saat sonra kapı açıldı ve içeri girdi. Bunu önce bir güzel tokatladım. Sonra saçından tutup salona kadar sürükledim. Orada da ağzını burnunu kırdım. "Bir saate döneceğim, yemeği hazır et." diyerek deniz kenarına gittim. Sakin kafayla ne yaptığımı gözden geçirince hatalı olabileceğimi düşündüm. En azından bana neden yalan söylediğini sormam lazımdı. Eve tekrar dönerken niyetim gönlünü almaktı. İki porsiyon künefe paketlettim. Derken eve geldim. İçten içe niyetim onu da birazcık başı eğik ve melul bulmaktı. Oysa o televizyonun karşısına kurulup dizi izlemeye başlamıştı. Bunu görünce birden dellendim. Televizyonu tuttuğum gibi ona doğru fırlattım. Mutfağa kovaladım. Yemek hazırdı. Biraz sakinleştim ve masaya oturdum. Bir sünger gibi çekilmişti odanın uzak köşesine. Sofraya buyur edip elini tuttum. Saçlarını okşarken patlamış dudağıyla dünyanın en iğrenç adamı olduğumu düşünüyordu, emindim. İkimiz birden bu ilkel adamdan nefret ediyorduk. İşte öyle dostlar. özel csb dersi verilir... 1 saatlik kur sadece Künefe bayağı iyiydi hocam. lan olum canım künefe çekti lan! karını dövsem bana künefe ısmarlar mısın? Lafı bile hoş değil. Karıma tek fiske vuranın alnını karışlarım. Bu yazdıkların özelliğe sahip adamın 3310 kullanıp bilgisayar açmayı bilmeyen adam olduğunu bilmesem csb demezdim amaalesef forumda böyle biri yok. Kaldıki zaten forumdakiler nefes alan bir kadın bulsa baş tacı ederler. Bence forumda ekseriyet bu minvalde. İyi bir gözlemci değilsin. Şaka olsa gülerdim, aynı fikirde değilim. Lakin vaziyet bu, hoşuma gitmese de bu. Dövüşmeyin sevişin. Sevişiyoruz ya, oralar şen şakrak. Kocacığım niye özel mevzuları burada anlatıyorsun ? Sayfaya Git Sayfa Oluşturulma Tarihi Nisan 04, 2017 1000“Annelik dünyanın en güzel duygusu”, “Yaşamayan bilemez”, “Bir kadın ancak bir çocuk sahibi olduğunda tamamlanmış hissediyor” gibi dünyanın en beylik laflarını hepimiz her dakika annelerin ağzından duyuyoruz. Mutlaka da böyle hissettikleri için söylüyorlardır. Ancak bir süredir anneler madalyonun diğer yüzünü de anlatmaya başladı. “Anne olmaktan pişmanım” deme cesaretini gösteren kadınların sayısı gün geçtikçe artıyor. Evet, bunun için cesaret gerekiyor çünkü toplumsal normlarda bir annenin annelik gibi kutsal bir görevi geri çeviriyor olması onu kötü kalpli, çocuk tacizcisi, duygusuz ve burada daha ağıza alınmayacak tabirlerle anlatılan biri olarak görmeye yıl Marie Claire dergisinin Amerika baskısında konu üzerine hazırlanan gerçek annelerin pişmanlıklarının ele alındığı makaleye gelen tepkiler bu gerçeği gözler önüne sermeye yetiyor. Okuyucudan gelen birçok tepki, bu durumun fazla abartılmış ve gerçekleri yansıtmadığı yönünde. Oysa adı üstünde gerçek’ hikaye."ÇOCUĞUMU SEVMİYOR DEĞİLİM, ANNELİĞİ SEVMİYORUM!"Oysa ki bu tartışmada ya da söylemde annelik kavramına sıkıca bağlı insanların kaçırdığı ya da anlayamadığı bir durum söz konusu. Ebeveyn olmak konusunda sıkıntı yaşayan insanlar çocuklarına karşı duydukları sevgi hakkında olumsuz şeyler söylemiyorlar. Yani anne babalar çocuklarını seviyor, onların ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinden geleni her ebeveyn kadar yapıyorlar. Onların anlatmak istediği tek şey; aslında buna hazır olmadıklarını anlamaları ve bunu cesur bir şekilde ifade çocuk yapmasaydım; kendimle daha çok ilgilenebilirdim, hayalini kurduğum kitabı yazabilirdim, sırtıma bir çanta alıp dünyayı dolaşabilirdim, daha fazla uyuyabilirdim, daha fazla seks yapabilirdim gibi pişmanlıkları ardı ardına dizen bu ebevenylerin itiraflarının bulunduğu “I Regret Having Children” ve “The Mother Bliss Lie Regretting Motherhood” adlarında Facebook grupları bulunuyor. Kendinde bu cesareti bulan ebeveynler bu sayfalarda fikirlerini paylaşıp kimseye itiraf edemediklerini burada birbirlerine MEDYANIN SÜPER ANNELERİ YENİ TOPLUM BASKISIİşin bir de yeni medya boyutu bulunuyor. Çoğu ebeveyn çocuklarının en güzel zamanlarını ve en iyi pozlarını sosyal medyada paylaşırken aileler arasındaki toplum baskısı da kendini hissettiriyor. En iyi anne’ ya da En iyi baba’ olmak adına duyulan bu baskı bireyler üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor. Ne dersiniz? Çocuğuyla var olmayı bir marifet haline getirmek, bazen ebeveyn olduğuna pişman olduğunu inkar etmekten farklı mı? beyler zamanında annem bana kötü davrandı vurdu hakaret etti falan 18 yaşıma geldim hala yapıyor bunlarıkeser döndü sap döndü şimdi de giden kardeşime aynı şeyleri ben yapıyorum,ama sonra çok fena pişman oluyorum mesela bilgisayarda proje hazırlıyorum bi geliyorumki kapatmış salak,proje silinmiyor ama böyle görünce bi anda sinirlenip çat çut vuruyorum ama sonra çok pişman oluyorum içime bir öküz oturuyor vurmamak için ne yapmalıyım 10a kadar saymayı falan defalarca denedim küçük olaylarda kumanda saklama falan işe yarıyor ama büyük olaylarda her şeyi unutuyorum yardım edin lütfen NOTKARDEŞİM KIZ daha fazla döv kötü yola düsmesin İlk önce o senin kardeşin vurursan günaha girersin çocuk 4 yaşında niye vuruyorsun ben sana öyle yapsam şimdi morg'taydım Ama şunu aklında tut HERKEZ BİRGÜN ÖLECEK. Kardeşine iyi davran daha 4 yaşında!. haa birde birde burda birdaha vurmayacağına yemin et! o daha çocuk!!!!! quoteOrijinalden alıntı SkynetGenisys61 İlk önce o senin kardeşin vurursan günaha girersin çocuk 4 yaşında niye vuruyorsun ben sana öyle yapsam şimdi morg'taydım Ama şunu aklında tut HERKEZ BİRGÜN ÖLECEK. Kardeşine iyi davran daha 4 yaşında!. haa birde birde burda birdaha vurmayacağına yemin et! o daha çocuk!!!!! 4 yaşında değil gidiyor ama yemin ederim bir daha vurmam inşallah çocuk sanki şey yolcusu anla işte tövbe tövbe anlamlı mesaj atın burası forum!! quoteOrijinalden alıntı 9GAG Specialist beyler zamanında annem bana kötü davrandı vurdu hakaret etti falan 18 yaşıma geldim hala yapıyor bunlarıkeser döndü sap döndü şimdi de giden kardeşime aynı şeyleri ben yapıyorum,ama sonra çok fena pişman oluyorum mesela bilgisayarda proje hazırlıyorum bi geliyorumki kapatmış salak,proje silinmiyor ama böyle görünce bi anda sinirlenip çat çut vuruyorum ama sonra çok pişman oluyorum içime bir öküz oturuyor vurmamak için ne yapmalıyım 10a kadar saymayı falan defalarca denedim küçük olaylarda kumanda saklama falan işe yarıyor ama büyük olaylarda her şeyi unutuyorum yardım edin lütfen NOTKARDEŞİM KIZ Gunah vurma cocuga git o iskenceleri kendine yap Yanlış okumuşum. Tam vuracakken ALLAH'ı aklına getir sonra kardeşine güzel davran quoteOrijinalden alıntı adroid quoteOrijinalden alıntı 9GAG Specialist beyler zamanında annem bana kötü davrandı vurdu hakaret etti falan 18 yaşıma geldim hala yapıyor bunlarıkeser döndü sap döndü şimdi de giden kardeşime aynı şeyleri ben yapıyorum,ama sonra çok fena pişman oluyorum mesela bilgisayarda proje hazırlıyorum bi geliyorumki kapatmış salak,proje silinmiyor ama böyle görünce bi anda sinirlenip çat çut vuruyorum ama sonra çok pişman oluyorum içime bir öküz oturuyor vurmamak için ne yapmalıyım 10a kadar saymayı falan defalarca denedim küçük olaylarda kumanda saklama falan işe yarıyor ama büyük olaylarda her şeyi unutuyorum yardım edin lütfen NOTKARDEŞİM KIZ Gunah vurma cocuga git o iskenceleri kendine yap aynen hocam haklısınız skynet teşekkürler hocam bir de onu deneyeyim ben hayvanın tekiyim kusura bakmayın zamanında cavusu tokatladıktan sonra nasıl pisman olmayı belli yastan sonra bıraktıysan kardesini de dovdukten sonra pisman olmayı yakında birakacasın. Hocam bende de aynısı oluyor benim kardeşim de kız ve 5. sınıfa gidiyor. Eskiden vururdum bir veya iki tane şimdi düzeldi sadece bağırıyorum aynı şeye devam ederse tutup sarsıyorum. Benim vurma durumum kendiliğinden geçti. Küçükken böyle değildim çok severdim kendisini hala da seviyorum ama bazı davranışları insanı cidden küplere bindirebiliyor o zaman kendimi tutamıyorum. Kardeşini dövmen cehaletindendir, pişmanlığın merhametinden değildir. Sayfaya Git Sayfa Ben askeri personel eşiyim. Kızım şu an 7 yaşına girdi. Bir de 1 yaşında oğlum var. Kızım eşimin mesleğinden dolayı yalnız büyüdü. Ben de çok yalnız kaldım. Kızımın sürekli konuşması beni çıldırtıyor. Kızımı çok dövüyorum, çok pişman oluyorum ama yine dövüyorum. Çocuklarla 7/24 yalnızım. İnsan çocuklarından bıkar mı? İnanın bıktım. Eşim hiç yok, hudutta görev yaptığında kızımı dövüyorum. Bazen kendimi de dövüyorum. Dehşete kapılmış gözlerle bakıyor. Çok korkuyorum. Bir fikir verin ne olur. Teşekkürler. Geçenlerde bir izleyicim çocuğunu çok dövdüğünden bahsetmişti. Dövüyor ve ardından çok pişman oluyormuş. Adem Güneş Beyefendi’nin yazısı konu üstüne tevafuk olduÇocuk Eğitiminde Cezanın YeriKatıldığım bir konferansta, bir anne, yanımdaki kalabalığın dağılmasını bekledikten sonra, biraz da mahcup bir edâ ile yanıma yaklaştı. Kırk yaşlarına yakın annenin gözleri doluydu. Titrek bir sesle“-Bana lütfen yardım edin. Çocuklarıma karşı çok sert davranıyorum, çocuklarım yanlış yaptığında çok çabuk öfkeleniyor ve hemen şiddete başvuruyorum. Ama artık kullandığım şiddet, öyle bir hâl aldı ki, ne çocuklar dayak»tan korkuyor, ne de ben kullandığım şiddetin önüne geçebiliyorum. Çoğu zaman sinirlerime hâkim olamıyor, vurduğum tokatların tesiriyle burunlarının, ağızlarının kanadığını görüyorum. Çocukları yatırdıktan sonra ancak kendime gelebiliyorum, o zaman da vicdan azabından kıvranıyorum… Onlar uyuduktan sonra o mâsum yüzlerine bakıyor, elbiselerini kokluyor, oyuncaklarını bağrıma basıp ağlıyorum. Ama ertesi gün, içimdeki canavar tekrar uyanıyor, ne kadar Şiddet uygulamayacağım!» diye dirensem de bir yerde kontrolümü yine kaçırıyorum. Lütfen bana yardım edin!.. ” diyerek karşımda ağlamaktan konuşamaz hâle başka anne“-Eşimle ne zaman kavga etsek, hırsımı çocuklardan çıkartıyorum. Hâlbuki bunun çok saçma olduğunu da biliyorum. Ama aklım, duygularıma hâkim olamıyor. Yanlış olduğunu bildiğim hâlde, eşimle olan kavgalar, beni şiddet uygulamaya itiyor.” iki örnekte de görüldüğü gibi, şiddet bir defa başladığında durdurulması çok zordur. Anne bilinçli bir yol izlemedikçe, ya da profesyonel bir yardım almadıkça, şiddet bataklığında çırpınmaya devam edip Morfin; Cezâ, Esrar GibidirŞiddet, uyuşturucu madde bağımlılığında “morfin” gibidir. Hiçbir uyuşturucu bağımlısı, birdenbire morfin kullanmaya başlamaz. Morfinden önceki aşamalar vardır. Tıpkı bunun gibi, “şiddet morfini” kullanmaya başlayan annenin, bu tehlikeli yolculuktaki ilk durağı, çocuklarına uyguladığı “cezâ”lardır. Cezâ ise, “esrar” gibidir. Daha az zararlı gibi görünen, ama bir gün, “Keşke bulaşmasaydım bu işe!..” dedirtecek kadar tehlikeli bir bağımlılıktır. Madde bağımlılığı gibi, şiddet ve cezâ da insan bünyesinde psikolojik bir bağımlılık oluşturur. Hiçbir bağımlı, kendi hâlinden memnun değildir. Anne, bir yandan bu bağımlılığın, kendine ve çocuklarına verdiği zararı görecek ve pişman olacak, diğer yandan da kendine hâkim olamayıp aynı davranışları sergilemeye devam yazık ki, günümüzde çocuk terbiyesinde en çok başvurulan “davranış değiştirme” metodu, “cezâ”dır. Ama etrafınıza bir bakın lütfen; “cezâ” alarak “adam olmuş” bir çocuk görüyor musunuz? Göremezsiniz, zira cezâ almak ve cezâ vermek onur kırıcıdır. Cezâ, çok defa düzelebilecek bir davranışın, çocuğun içinde gizlenip, bir gün yeniden hortlamasına sebep olabilecek bir “baskı” ve ne yazık ki, çocuk terbiyesinde çok rahatlıkla ve çok sıklıkla kullanılmaktadır. Çocuklarına karşı cezâ kullanan bir anne, şayet çocuğunu düşürdüğü durumu hakîkaten bilmiş olsa idi, sanırım ki, yılandan kaçar gibi, şiddet ve cezâdan Ne Alanı, Ne de Vereni Memnun EderCezânın, -yanlış bir usûl olarak- öylesine yaygın bir terbiye metodu hâlinde kullanıldığına şahit olmaktayız ki, bazen neden “şiddet toplumu”na dönüşmeye başladığımızı araştırmaya bile gerek kalmadığını hissediyoruz. Cezâ, sosyal hayatta kabul görmektedir ki, cezâsız bir terbiye artık neredeyse düşünülemez hâle gelmiştir. Cezâ ve cezânın oluşturduğu ruhtaki dalgalanmaları ilerleyen satırlarda ele alacağız, fakat burada şu hususa değinmeden edemeyeceğizİster fizikî cezâ, ister materyal cezâ ve ister duygusal cezâ, asıl tesirini, çocuğun ruhunda oluşturur. Annesinden küçük bir tokat yiyen çocuk, yediği dayağın fizikî acısı ile ağlamaz. Çocuk, o dayak sırasında ruhunda aldığı yara ve duygularındaki ezilmenin tesiri ile ağlar. Tıpkı, eşinden dayak yiyen bir kadın gibi… Eşinden “sadece bir tokat” yiyen kadın, acaba tokadın acısı ile mi eşine karşı bir soğukluk hisseder? Eşinin kendisini dövmesinin acısı ile mi uzun bir süre eşi ile konuşmak dahî istemez? Hayır, dayak yiyen eş, kırılan onuru, yok sayılan kimliği ile kocasına karşı soğukluk hisseder. Her ne kadar dayakçı eş“-Ya, ne var bunda, altı üstü bir tokat attık!.. Sanki çok mu acıdı? Bu kadar abartmaya gerek yok!..” derken, ne kadar“duygusuzca” bir yaklaşım sergiliyorsa, tıpkı bunun gibi, çocuğuna bir tokat atan annenin“-Niye bas bas bağırıyorsun ki, usulca bir defa vurdum, abartmaya gerek yok!..” demesi de o derece duygusuzca bir Nedir, Cezânın Çocuk Terbiyesinde Yeri Nedir?Cezâ, kelime anlamı olarak, yapılan bir davranışa mukabil karşılık vermek demekse de, bilinen anlamı ile cezâ, işlenen bir kabahat karşılığında, kabahati işleyen kişiye, fizikî, rûhî veya psikolojik güç kullanmaya verilen kısa vâdeli çözümdür. Yanlış yapan çocuk, cezâ baskısı ile geçici olarak durdurulabilir. Ama çocuğun bu durduruluşu, asla arzu ettiği davranıştan vazgeçmesi anlamına annelerin çocuklarına uyguladığı şiddet örneğini ele alacak olursak, bahsi geçen iki annenin, çocukları ile aralarında bir sevgi problemi yok!.. İki anne de çocuğunu çok sevdiğini söylemişti. Yani anneler çocuklarını döverlerken, onları “sevmedikleri için” değil, aksine onları “çok sevdikleri için” dövmektedirler. Bu iki anne, şiddet uygulamaya ilk önce mâsum cezâlar ile başladıklarını belirtmişlerdir. Sonra mâsum cezâlar; ağır cezâları, ağır cezâlar, daha ağır cezâları, daha ağır cezâlar da şiddeti hâlde şu soruyu sormadan edemeyeceğiz“-Madem ki, cezâ böylesine tehlikeli bir silahtır, o hâlde neden hemen hemen her annenin başvurduğu bir terbiye aracıdır?”Anne, eğer cezâ vererek terbiye etmeye çalıştığı çocuğunun, içinde yaşadığı depremi görebilseydi, çocuğuna cezâ vermekte bu kadar rahat davranmazdı. Cezânın tesiri hemen görülmediği için, anne, ileride karşısına çıkacak tehlikeden habersiz cezâ vermeye, cezâdan yardım almaya devam edip duruyor. Cezânın bir çocuğun dünyasında hangi duygusal değişiklikleri yaptığını ileride daha teferruatlı olarak birlikte cezâ, günümüzde, ne yazık ki, “meşrû” ve “kabul gören” bir terbiye metodudur. Çocuğuna cezâ vererek terbiye etmeye çalışan bir anne hakkında, toplumun diğer fertleri “anormal” bir şey yaptığını düşünmezler. Hatta daha da ötesi, çocuğuna cezâ veren anneye, “Vardır elbet bir sebebi…” diye sahip çıkılır. Anne ise, bugünkü “şiddet içerikli sosyal hayatta” çok rahatlıkla kabul gören bu cezâları, sorgulama ihtiyacı bile duymadan uygulamaya devam eder. Annenin çocuklarına karşı cezâ verme yetkisi o kadar tabiîdir ki, çocukları, bu konuda “yasal koruma” altına alma ihtiyacı bile hissedilmemiştir. Avrupa’nın birçok ülkesinde, özellikle fizikî cezâlara karşı çocuklar kanunlar ile koruma altına alınsa da, psikolojik ve duygusal cezâların hem tespit edilmesi, hem de yasaklanması pratikte suçlunun suçuna cezâ vermek için normal şartlarda bir mahkeme heyeti kurulup -bir değil birkaç kişinin kararı ile- cezâ verilmesinin mecbur olduğu düşünülürken, çocuklara verilecek cezâlarda, ne bir mahkeme, ne de bir heyet ihtiyacı duyulmamaktadır. Çok defa anne; hem savcı, hem yargıç, hem de hâkim olarak, çocuğunu yargılamakta ve hak ettiğini düşündüğü cezâyı tek başına rahatlıkla GÜNEŞ

çocuğumu dövüyorum sonra pişman oluyorum