62 Eğer hile yapıp seni oyuna getirmek isterlerse bile hiç endişe etme, Allah sana yeter! Kendi yardımıyla ve mü’minlerle seni destekleyen yalnız O’dur. 63: Mü’minlerin gönüllerini ısındırıp birbirine bağlayan da O’dur. Öyle ki Rasûlüm, eğer sen yeryüzünde bulunan her şeyi bu maksatla harcasaydın yine de 28.07.2022 Administrator Atışalanı vergi dairesi. Mersin çiçekçi Bursa kart hes kodu Bolu kastamonu arası kaç km Dt akademi Koca karı sikişi. www.ivdb.gov.tr. Bepanthol Krem Çeşitleri ile Parabensiz Cilt Bakımı - Watsons.Yelp is a fun and easy way to find, recommend and talk about what’s great and not so great in İstanbul and beyond Atışalanı Vergi Dairesi in İstanbul Felak Suresi okunuşu ve anlamı & Nas Suresi okunuşu ve anlamına bu sayfadan tek seferde ulaşabilirsiniz. Felak Suresi fazileti, tefsi Kuran oku - ayet.gen.tr tüm linkler MülkSuresi ve Mülk Suresinin anlamı ve Arapça okunuşu ve yazılışı. Mülk suresi Türkçe okunuşu ve meali, Mülk suresi anlamı demektir. Ayrıca Mülk suresi meali burada bulabilirsiniz. Buradan Mülk Suresi okunuşunu Kureyş Sûresi Arapça kısmından öğrenerek Mülk suresini dinleyerek ezberleyebilirsiniz. Ayrıca Mülk suresi ve anlamı ile Türkçe okunuşları da Enfâlsuresi oku meali diyanet tamami (Enfâl suresini dinle Türkçe ve Arapça Kuran'da okuyun:8) | Al-Anfal, The Spoils of War - ayet sayısı 75 1 Ömer Çelik Meali. Kâinatın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti elinde bulunan Allah yüceler yücesi, bütün iyilik ve bereketlerin kaynağıdır. O’nun her şeye gücü yeter. 2. Diyanet Vakfı Meali. Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter. 3. Diyanet İşleri (Eski) Meali. SHWp6M. Halk arasında "Tebareke" diye bilinen Mülk Suresi'ni okumak çok faziletli ve sevaptır. Hadisi şeriflerde kabir azabından korunmak için en faziletli surenin Mülk Suresi olduğu beyan edilmektedir. Mülk Suresi sayfadır. Peki Mülk Suresi okunuşu ve meali nedir? Mülk Suresi'nin Arapça yazılışı ve Türkçe anlamına haberimizden ulaşabilirsiniz... Mülk Suresi okunuşu ve yazılışı! Tebareke Mülk Suresi tefsiri nedir, ayet ayet anlamı nedir?MÜLK TEBAREKE SURESİ HAKKINDA BİLGİLERMülk Suresi Kur'an-ı Kerim'in 67. suresidir. Sure toplamda 30 ayetten oluşmaktadır. Sure ismini 1. ayette geçen "el-Mülk" kelimesinden almıştır. Bir diğer adı Tebareke Suresi olarak da geçmektedir. Daha doğrusu sure "Tebarekellezi" ile başladığı için halk arasında "Tebareke" olarak da geçiyor. Mülk Suresi'nde başlıca, Allah'ın azameti, Allah'ın birliğinin delilleri ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenlerin akıbetleri konu SURESİ KONUSU NEDİR?Mülk Sûresi genel olarak Allah Teâlâ'nın varlığı ve birliğini, azametini, evrendeki hükümranlığını, tek tanrı ve tek yaratıcı olduğunu, hayatın ve ölümün var ediliş amacını ve öldükten sonra dirilmeyi konu edinmektedir. Sûrede ayrıca insanlığın ilâhî vahyin uyarıcılığına muhtaç olduğuna işaret edilmekte, bunu kabul etmeyenlerin karşılaşacakları kötü sonuçla ilgili uyarılar yapılmaktadırMÜLK SURESİ FAZİLETİ NEDİR?Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem , Mülk sûresinin onu okuyanları kabir azabından koruyacağını ifade buyurmuşlar Tirmizî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 9; Şevkânî, V, 296, bu sebeple cenazelerin ardından bu sûrenin okunması âdet olmuş, yaygınlık kazanmıştır. Bu hadisi, "sûreyi okuyup amel edenlerin, kabir azabını gerektiren günahlardan uzak duracağı ve böylece azaptan kurtulacağı" şeklinde anlamak da SURESİ'NE NEDEN TEBAREKE DENİLİYOR?Normalde Kur'an-da surenin ismi Mülk olarak geçmektedir. Fakat ilk ayeti "Tebarekellezi" ile başladığından dolayı halk arasında Mülk Suresi = Tebareke Suresi olarak biliniyor. Fakat dediğimiz gibi ikisi de aynı manaya gelmektedir. Gerçek surenin adı Mülk'tür. Lakin tebareke olarak da telaffuz Mülk suresi neresi diye sorduğumuzda bilen fazla çıkmaz. Ama tebareke suresini biliyor musun denildiğinde epey kişi çıkar. Yine de surenin doğrusunu bilmemiz TEBAREKE SURESİ ARAPÇA YAZILIŞIMülk Suresi 1. sayfaMülk Suresi 2. sayfaMülk Suresi 3. sayfaMÜLK TEBAREKE SURESİ OKUNUŞU1. Ayetin Okunuşu Tebârakellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey'in kadîrkadîrun.2. Ayetin Okunuşu Ellezî halagal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâamelen, ve huvel azîzul ğafûrğafûru.3. Ayetin Okunuşu Ellezî halaga seb'a semâvâtin tibâkâtibâkan, mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvuttefâvutin, ferciıl basara hel terâ min futûrfutûrin.4. Ayetin Okunuşu Summerciıl basara kerrateyni yenkalib lieykel basaru hâsien ve huve hasîrhasîrun.5. Ayetin Okunuşu Ve lekad zeyyennâs semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a'tednâ lehum azâbes saîrsaîri.6. Ayetin Okunuşu Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennemcehenneme, ve bi'sel masîrmasîru.7. Ayetin Okunuşu İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûrtefûru.8. Ayetin Okunuşu Tekâdu temeyyezu minel gayzgayzi, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye'tikum nezîrnezîrun.9. Ayetin Okunuşu Gâlû belâ gad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîrkebîrin.10. Ayetin Okunuşu Ve gâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîrsaîri.11. Ayetin Okunuşu Fa'terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîrsaîri.12. Ayetin Okunuşu İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîrkebîrun.13. Ayetin Okunuşu Ve esirrû kavlekum evicherû bihî, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri.14. Ayetin Okunuşu E lâ ya'lemu men halag, ve huvel latîful habîrhabîru.15. Ayetin Okunuşu Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhî, ve ileyhin nuşûrnuşûru.16. Ayetin Okunuşu E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûrtemûru.17. Ayetin Okunuşu Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâhâsiben fe se ta'lemûne keyfe nezîrnezîri.18. Ayetin Okunuşu Ve legad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîrnekîri.19. Ayetin Okunuşu E ve lem yerav ilât tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdne, mâ yumsikuhunne illâr rahmânrahmânu, innehu bi kulli şey'in basîrbasîrun.20. Ayetin Okunuşu Em men hâzâllezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir rahmânrahmâni, inil kâfirûne illâ fî gurûrgurûrın.21. Ayetin Okunuşu Em men hâzâllezî yerzukukum in emseke rızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûrnufûrın.22. Ayetin Okunuşu E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ em men yemşî seviyyen alâ sırâtın mustakîmmustakîmin.23. Ayetin Okunuşu Gul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem'a vel ebsâra vel ef'idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne.24. Ayetin Okunuşu Gul huvellezî zeraekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne.25. Ayetin Okunuşu Ve yegûlûne metâ hâzâl va'du in kuntum sâdikînsâdikîne.26. Ayetin Okunuşu Gul innemâl ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubînmubînun.27. Ayetin Okunuşu Fe lemmâ raevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzâllezî kuntum bihî teddeûnteddeûne.28. Ayetin Okunuşu Gul e raeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîmelîmin.29. Ayetin Okunuşu Gul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta'lemûne men huve fî dalâlin mubînmubînin.30. Ayetin Okunuşu Gul e raeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye'tîkum bi mâin maînmaînin.NOT Mülk Suresini tecvid ve talim kurallarına göre okumak için lütfen Arapça halinden okumaya çalışınız. Arapça bilmiyorsanız sesli şekilde dinleyebilir ve takip edebilirsiniz. Allah razı olsun... MÜLK TEBAREKE SURESİ'Nİ SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ... MÜLK TEBAREKE SURESİ TÜRKÇE MEALİ1. Ayetin Meali Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü Ayetin Meali O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok Ayetin Meali O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak ve düzensizlik görüyor musun? son dakika haberler, gündem haberler ve tarafsız haberler için okumaya devam Ayetin Meali Sonra tekrar tekrar bak; bakışların aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp âciz ve bitkin halde sana Ayetin Meali Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve ahirette de onlara alevli ateş azabını Ayetin Meali Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!7. Ayetin Meali Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu Ayetin Meali Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye Ayetin Meali Onlar da şöyle derler "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik."10. Ayetin Meali Yine şöyle derler "Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık."11. Ayetin Meali İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah'ın rahmetinden uzak olsun!12. Ayetin Meali Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat Ayetin Meali Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; fark etmez. Şüphesiz Allah, sinelerin özünü kalplerde olanı hakkıyla Ayetin Meali Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, her şeyden hakkıyla Ayetin Meali O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah'ın rızkından yiyin. Dönüş ancak Ayetin Meali Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman bir de bakarsınız yer yüzü şiddetle Ayetin Meali Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgar göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz!18. Ayetin Meali Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkar etmenin sonucu nasıl oldu!?19. Ayetin Meali Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları havada ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O her şeyi hakkıyla Ayetin Meali Yahut Rahmân'dan başka size yardım edecek şu ordunuz taraftarlarınız kimlerdir? İnkarcılar ancak bir aldanış Ayetin Meali Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip Ayetin Meali Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi?23. Ayetin Meali De ki "O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!"24. Ayetin Meali De ki "O, Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak onun huzurunda toplanacaksınız."25. Ayetin Meali "Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" Ayetin Meali De ki "O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım."27. Ayetin Meali Onu azabı yakından gördükleri zaman inkar edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, "İşte bu, alaylı bir biçimde isteyip durduğunuz şeydir" Ayetin Meali De ki "Söyleyin bakalım Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helak etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkarcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?"29. Ayetin Meali De ki "O, Rahmân'dır. O'na iman ettik, yalnızca ona tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!"30. Ayetin Meali De ki "Söyleyin bakalım Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?"MÜLK TEBAREKE SURESİ TEFSİRİ NEDİR?Mülk Suresi 1. ve 5. Ayetler Arası Tefsiri Sûrenin özeti mahiyetinde olan bu âyetlerin ilkinde Allah'ın yüceliği, kudreti, evrendeki hükümranlığı ve her şeyin kendisinin kudret elinde olduğu, evrende istediği gibi tasarrufta bulunabileceği ifade edilmiş, sonraki âyetlerde ise O'nun kudretinin eserlerinden örnekler verilmiştir 1. âyette "aşkındır, cömerttir" diye çevirdiğimiz tebâreke fiilinin diğer anlamları hakkında bilgi için bk. Furkån 25/1. 2. âyet yüce Allah'ın kudret ve tasarrufunu en açık bir şekilde gösteren delilleri içermekte; Allah'ın, dünyada insanların güzel işler yapma hususunda birbirleriyle rekabet etmelerini sağlamak, kimlerin kendi emir ve yasaklarına uyarak daha güzel işler yapacağını ortaya çıkarmak için hayatı ve ölümü yarattığını bildirmektedir. Aynı âyette önce ölüm, sonra hayat geçtiği için burada "ölüm" kavramıyla, hayattan önceki cansızlık halinin mi yoksa dünya hayatının sona ermesi ve âhiret hayatına geçiş halinin mi kastedildiği hususunda farklı görüşler vardır. Bir kısım müfessirler âyetteki sıralamayı dikkate alarak ölümden maksadın dünya hayatından âhiret hayatına geçiş hali, hayattan maksadın ise âhiret hayatı olduğunu söylemişlerdir Râzî, XXX, 55; Elmalılı, VII, 5159. İkinci grup ise ölümle dünya hayatından âhiret hayatına geçiş halinin, hayatla da dünya hayatının kastedildiği kanaatindedir Zemahşerî, IV, 134; bizim tercihimiz de budur. Zira hayat da ölüm de imtihan için yaratılmıştır; imtihan yeri ise âhiret değil dünyadır. Her ikisinin de bu dünyada olması amaca daha uygun görünmektedir. Hayat ölümden önce olduğu halde âyette sonra gelmesi ise çeşitli şekillerde yorumlanmıştır bk. Râzî, XXX, 55; Ateş, IX, 526-527. Dikkat çekici bir yoruma göre eşyada aslolan yokluk olduğu, varlık ve hayat sonradan verildiği için âyette ölüm önce gelmiştir Şevkânî, V, 297. Bizce de isabetli olan diğer bir yoruma göre ölüm insanlara hayatın sorumluluğunu hatırlattığı, onları iyi işler yapmaya teşvik ettiği ve bir uyarıcı olduğu, nihayet insanda "imtihan" sorumluluğunu daha canlı tuttuğu için âyette ölüm önce zikredilmiştir. Nitekim hayat bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığının verileceği ebedî varlık sahnesine geçişi sağlayan dönüm noktası, Hz. Peygamber'in de belirttiği gibi bir uyarıcıdır bk. Râzî, XXX, 55. İfadenin akışına ve lafız güzelliğine daha uygun olduğu için "mevt" ölüm kelimesinin önce geldiği de âyetlerde evrenin eksiksiz-kusursuz yaratılışına, mükemmel işleyişine ve düzenine dikkat çekilmekte, böylece bu muhteşem varlık düzeninin bir tesadüfle meydana gelmiş olamayacağı ve devam edemeyeceği; bunun ancak üstün bir ilim, irade ve kudret sahibinin yaratması ve yönetmesiyle mümkün olduğu belirtilmektedir yedi göğün anlamı hakkında bk. Bakara 2/29.Meâlde "Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak" diye tercüme ettiğimiz cümlenin lafzî karşılığı, "Sonra gözünü iki kez daha çevir de bak" şeklindedir. Ancak bu ibare çokluktan kinaye olup sayı olarak iki defayı değil, defalarca bakmayı ifade eder bk. İbn Âşûr, XXIX, 19-20.Yıldızlarla donatılmış gibi bir görüntü verdiği için gökyüzünün kandillerle süslenmesinden söz edilmiş, yıldızlar geceleyin kandil gibi ışık saçtıklarından onlara mecaz olarak "kandiller" mesâbîh, tekili misbâh denilmiştir Taberî, XXIX, 3. Yıldızlarla şeytanların taşlanmasından maksat ise göklerdeki meleklerin konuşmalarını dinleyip onlardan bilgi sızdırmak için kulak hırsızlığı yapmak isteyen şeytanların bu yıldızlardan çıkan parlak ışıklarla, bir tür ateş toplarıyla engellenmesidir. Bu ve benzeri âyetlerle ilgili olarak klasik tefsirlerde ayrıntılı yorumlar bulunmakla birlikte müteşâbihattan olan bu tür âyetlerin anlamları hakkında zamana, şartlara, bilimsel verilere göre farklı görüşler ileri sürmek mümkündür. Ayrıca gayb konularına giren âyetlerin yorumunda iddialı olmamak gerekir. Çünkü gayb âleminin mahiyetini Allah'tan başka kimse bilemez; biz gayb bilgilerine sadece inanırız gökyüzünün yıldızlarla süslenmesi ve bunlarla şeytanların taşlanması konusunda bilgi için bk. Hicr 15/16-18; Sâffât 37/6-10. "Taşlanma" şeklinde çevirdiğimiz rücûm kelimesi "sağlam bir bilgiye dayanmadan konuşmak, kafadan atmak" mânasına da geldiği için âyete, "insan ve cin şeytanlarının yıldızlara bakarak aslı faslı olmayan şeyler söylemeleri" mânası da verilmiştir Şevkânî, V, 299.Mülk Suresi 6. ve 11. Ayetler Arası Tefsiri Bazı âhiret sahnelerini tasvir eden bu âyetler, kimlerin daha güzel davranacağını sınamak için ölümün ve hayatın yaratıldığını ifade eden 2. âyetle irtibatı olup, bu dünyada Allah'a isyan edenlerin öte dünyada çekecekleri cezayı, O'na karşı saygılı olup günah işlemekten korunanların elde edecekleri ödülleri açıklamaktadır. 6-8. âyetlerdeki tasvirler cezanın ne derece şiddetli olduğunu daha iyi hissettirme amacına yöneliktir. 8. âyette "uyarıcı" diye çevirdiğimiz nezîrden maksat peygamberdir İbn Âşûr, XXIX, 25. Âyette dünyada peygamberin çağrısına ve uyarılarına kulak tıkayıp inkâr ve isyanlarını sürdürmekte direnenlere, yarın kıyamet gününde, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorulacağını bildiren ifade aslında yaşayanlar için bir uyarıdır. 9-11. âyetler o gün iş işten geçtikten sonra değil, fakat bugün fırsat eldeyken o uyarıya kulak vermek, yani peygamberi tanımak, ayrıca Allah'ın insanlığa büyük lutfu olan aklı ve diğer bilgi imkânlarını da kullanarak hak ve hidayet yolunu bulmak gerektiğine, ebedî kurtuluşun ancak bu sayede kazanılabileceğine işaret etmektedir. 12. âyet ise müminlerin nâil olacağı uhrevî mutluluğun veciz bir Suresi 13. ve 14. Ayetler Arası Tefsiri Bu dünyada günah işleyenler, ya kendilerini görüp gözeten Allah'ın varlığına inanmıyor veya inanmakla birlikte dünyevî hırs ve menfaatleri, nefsânî arzuları yüzünden gaflete dalıp sorumluluklarını unutuyorlar. İşte bu âyetlerde inkârcılara ve gafillere Allah'ın gizlisiyle açığıyla her şeyi kuşatan ilmi hatırlatılmakta, kendilerinden hayatlarını buna göre düzenlemeleri Suresi 15. Ayet Tefsiri Cenâb-ı Allah, kendisinin güç ve kudretini gösteren delilleri bir defa daha gözler önüne sermekte; yerkürenin yaratılması, her türlü nimet ve imkânlarla donatılarak üzerinde yaşanılır hale getirilmesinin, sonsuz bir gücün varlığını ve birliğini gösterdiğine dikkat çekmektedir. "Üzeri" diye çevirdiğimiz menâkibihâ tamlamasındaki menâkib kelimesi, "omuz" anlamına gelen menkibin çoğulu olup mecaz olarak yeryüzündeki yolları, köşe bucak ve dağları ifade eder Şevkânî, V, 301-302. Yüce Allah, bu nimetleri kulları için yarattığını bildirerek onlara yeryüzünde dolaşmalarını, yarattığı rızıklardan yiyip içmelerini istemiş; arkasından "Dönüş yalnız Allah'adır" buyurmak suretiyle insanların dünya nimetleri ve zevklerine dalarak kendi varlığını, sonsuz kudretini ve âhiret hayatını unutmamaları gerektiği, zira her nimetin bir sorumluluğu olduğu mesajını Suresi 16. ve 18. Ayetler Arası Tefsiri Müfessirler "gökte olan"dan maksadın kim veya ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir 1. Bundan maksat Allah'tır; ancak bu mecazi bir anlatım olup maksat O'nun yüceliğini ve gücünün sonsuzluğunu vurgulamaktır. Allah mutlak mânada yücedir, sonsuz ve sınırsızdır, zamanda ve mekânda olanlar ise sınırlıdır ve Allah bu sınırlamalardan münezzehtir. 2. Maksat gökteki meleklerdir. Onlar Allah'ın emriyle yeryüzüne inerek kendilerine verilen görevleri yerine getirirler. 3. Maksat, Allah'ın gökten inen azabıdır. Allah'ın rahmeti ve nimeti nasıl gökten iniyorsa O'nun azabı da inkârcı ve isyankârların başına gökten iner daha geniş bilgi için bk. Râzî, XXX, 69-70; Elmalılı, VII, 5232 vd.; İbn Âşûr, XXIX, 33. Bize göre burada geçen "gök" kelimesiyle, fizikî evrenin gökleri değil, madde ötesi, yüce olan varlık düzeyi kastedilmiş âyette belirtilen imkânların iyi değerlendirilmesi gerektiği yönünde ikazlar içeren bu âyetlerde insanların, yeryüzündeki nimetlerden yararlanırken azgınlık ve taşkınlık göstermemeleri gerektiğine, aksi takdirde yeryüzünde şiddetli felâketlerin, yıkımların vuku bulacağına, böylece Allah'ın gönderdiği uyarıcıyı peygamber, onun uyarılarını önemsemeyenlerin şiddetle cezalandırılacaklarına dikkat çekilmektedir. Nitekim 18. âyette de geçmişte gerçekleri yalan sayanların bu şekilde cezalandırıldığı hatırlatılmaktadır krş. Kasas 28/81; Hâkka 69/6-8.Mülk Suresi 19. ve 21. Ayetler Arası Tefsiri Yüce Allah'ın başka bir eseri olan kuşların uçma yeteneğine işaret edilerek Allah'ın kudretinin bir işareti daha gözler önüne serilmektedir. Yer çekimine rağmen kuşların gökyüzünde kanat çırparak uçması ve süzülmesi, her gün gördüğümüz için önemini gözden kaçırdığımız, gerçekte ise Allah'ın sanat ve kudretini gösteren hârika olaylardandır. Kuşlara bu yeteneği veren Allah'tır. Burada Allah'ın merhametini yansıtan rahmân isminin kullanılmış olması, O'nun mahlûkata merhametle muamele ettiğini, varlık düzeninin O'nun rahmetinden bir yansıma olduğunu ima eder. 21. âyetlerde rızık olarak anılan nimetler de rahmân isminin sürekli tecellisi olup bu tecelli bir an kesilecek olsa hayatın bütünüyle yok olacağına dikkat Suresi 22. Ayet Tefsiri Şeytanlara uyarak, mânevî körlük içinde bâtıl yollarda giden inkârcı nankör ile hak yolda yürüyen mümin temsilî olarak karşılaştırılmakta, bunlardan hangisinin hedefine daha güvenli olarak ve şaşmadan ulaşacağı soru-cevap yöntemiyle Suresi 23. ve 24. Ayetler Arası Tefsiri kısaca bilgiler sizlerle. Aşağıdan haberimizi okumaya devam hiçbir bilgiye sahip olmayan insana bilgi vasıtalarından kulaklar, gözler ve kalpler akıllar verildiğinin hatırlatılması, insanın en değerli ve ayırıcı niteliğinin gözlem ve düşünme kapasitesi olduğuna ve bu nimetleri verene şükretmek gerektiğine işaret eder. Bu nimetler aynı zamanda Allah'ın eşsiz sanatını ve sonsuz kudretini göstermesi bakımından da önemlidir. Muhatabın sağduyusuna hitap edilerek onun yanlış inanç ve tutumlardan kurtulması, Allah'ın varlığına ve birliğine iman etmesi istenmektedir. Allah Teâlâ'nın sonsuz kudretini gösteren delillerden biri de insanoğlunun yeryüzünde yaratılması, türetilmesi ve çoğaltılmasıdır. Onları bu şekilde türetip yeryüzüne yayma gücüne sahip olan Allah, öldükten sonra dirilterek huzurunda toplamaya da kadirdir. Nitekim 24. âyetin son cümlesinde, "Sadece O'nun huzurunda gelip toplanacaksınız" ifadesiyle buna işaret edilmiştir bu âyetlerin tefsiri için ayrıca bk. Nahil 16/78; Mü'minûn 23/78-79.Mülk Suresi 25. ve 27. Ayetler Arası Tefsiri Bir önceki âyette insanların kıyamet gününde Allah'ın huzurunda toplanacakları haber verilince inkârcılar öğrenmek için değil, Hz. Peygamber'le alay etmek maksadıyla bu olayın ne zaman gerçekleşeceğini sormuşlardı. Devamındaki âyette bu soruya Hz. Peygamber'in nasıl cevap vermesi gerektiği bildirilmektedir. 27. âyette de inkârcıların âhirette azabı gördüklerindeki halleri anlatılmakta, inanmadıkları âhiret azabını ve kıyametin korkunç olaylarını yakından gördükleri zaman yüzlerinde meydana gelen üzüntü belirtileri ve psikolojik çöküntü tasvir edilmekte veya –bizim tercih ettiğimiz meâle göre– inkârcıların yüzlerinin kara çıkacağı ve mahcup olacakları bildirilmektedir. İşte inkârcılar, dünyada inkâr ettikleri ve alay ederek gelmesini istedikleri azabın bu azap olduğunu ya kendi aralarında konuşurlar veya melekler tarafından onlara Suresi 28. ve 29. Ayetler Arası Tefsiri Müşrikler Hz. Peygamber'in ölümünü istiyor ve bunu açık bir şekilde dile getirmekten de çekinmiyorlardı bk. Tûr 52/30-31. Hatta onu öldürmek için tuzak kuruyor bk. Enfâl 8/30, böylece ondan ve getirdiği dinden kurtulacaklarını sanıyorlardı. İşte bu âyetler onların niyet ve beklentilerine bir cevap olmak üzere inmiştir bk. Râzî, XXX, 76. 28. âyette Hz. Peygamber'in varlığına son verilmesinin veya ölümünün ertelenmesinin müşrikler için herhangi bir fayda sağlamayacağı, kendilerine verilecek elem verici cezayı önleyecek bir gücün de asla bulunmadığı ifade edilmiştir. Âyette ayrıca hayatın ilâhî bir rahmet olduğuna, Hz. Peygamber'in de eceli geldiğinde öleceğine işaret edilmektedir İbn Âşûr, XXIX, 51-52. 29. âyette ise müminlerin inandıkları ve güvendikleri Tanrı'nın esasen müşriklerce de bilinen ve rahmân ismiyle anılan yüce Allah olduğu belirtilmiş, bu gerçeğin kendilerine tebliğ edilmesi Hz. Peygamber'e Suresi 30. Ayet Tefsiri Allah'ın kudretini, lutufkârlığını yeniden hatırlatan bu âyet 15 ve 21. âyetlerle bağlantılı olup kuvvetli ihtimalle Hz. Peygamber ile müşrikler arasında geçen bir tartışmanın sonucu olarak onlara yöneltilmiş eleştiri ve uyarı amaçlı bir sorudur. 15. âyette Allah'ın yeryüzünü kullanışlı hale getirdiği ifade edildikten sonra insanlardan O'nun yarattığı rızıklardan yararlanmaları istenmiş; 21. âyette de rızkın Allah'a ait olduğu, O verdiği rızkı kestiği takdirde rızık verecek birinin asla bulunmayacağı bildirilmişti. Burada da rızıkların en önemlisi ve hayatın ana unsuru olan suyun yerin derinliklerine çekilmesi halinde Allah'tan başka yeryüzünde su yaratacak bir gücün bulunmadığına işaret edilerek, böylesine eşsiz kudretin sahibi yüce Allah'ı bırakıp da bâtıl tanrılara tapanlar, ne kadar yanlış bir yolda oldukları üzerinde düşünmeye çağrılmaktadır. Münir Karaloğlu Arapça Mevla sure Haberler İslam geleneğinde çok önemli bir yere sahip olan Tebareke Mülk Suresi, Allah'ın birliği ve öldükten sonra dirilme gibi konuları ele almıştır. İslam kaynaklarında son derece geniş bir yer tutan Mülk Suresi Diyanet meali ile metnimizde mevcuttur. İşte Mülk Suresi Arapça ve Türkçe okunuşu, anlamı ve faziletleri... Mülk Suresi Arapça Okunuşu Yazımızda Tebareke Arapça okunuşunu inceleyerek sureyi öğrenebilirsiniz. Arap harflerini bilmeyen okuyucularımız Mülk Suresi Türkçe okunuşu üzerinden sureyi okuyabilir ya da ezberleyebilir. Latin harfleriyle yazılı metni okurken bir yandan da sureyi dinleyerek telaffuz konusundaki detayları öğrenebilirsiniz. Tebarekelleziy biyedihilmulku ve huve 'ala kulli şey'in kadiyrun. Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu 'amelen ve huvel'aziyzulğafuru. Elleziy haleka seb'a semavatin tıbakan ma tera fiy halkırrahmani min tefavutin ferci'ılbasare hel tera min futurin. Summerci'ılbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve hasiyrun. Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha ve ce'alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a'tedna lehum 'azabesse'ıyri. Ve lilleziyne keferu birabbihim 'azabu cehenneme ve bi'selmasıyru. İza ulku fiyha semi'u leha şehiykan ve hiye tefuru. Tekadu temeyyezu minelğayzı kullema ulkıye fiyha fevcun seelehum hazenetuha elem yet'kum neziyrun. Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelellahü min şey'in in entüm illa fiy dalalin kebiyrin. Ve kalu lev kunna nesme'u ev na'kılu ma kunna fiy ashabisse'ıyri. Fa'teref'u bizenbihim fesuhkan liashabisse'ıyri. İnnelleziyne yahşevne rabbehum bilğaybi lehum mağfiretun ve ecrun kebiyrun. Ve esirru kavlekum evicheru bihi innehu 'aliymun bizatissuduri. Ela ya'lemu men haleka ve huvelletıyfulhabiyru. Huvelleziy ce'ale lekumul'arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkıhi ve ileyhinnuşuru. Eemintum men fiyssemai en yahsife bikumul'arda feiza hiye temuru. Em emintum men fiyssemai en yursile 'aleykum hasıben feseta'lemune keyfe neziyri. Ve lekad kezzebilleziyne min kablihim fekeyfe kane nekiyri. Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey'in basıyrun. Emmen hazelleziy huve cundun lekum yansurukum min dunirrahmani inilkafirune illa fiy ğururin. Emmen hazelleziy yerzukukum in emseke rizkahu bel leccu fiy 'utuvvin ve nufurin. Efemen yemşiy mukibben 'ala vechihi ehda emmen yemşiy seviyyen 'ala sıratın mustekıymin. Kul huvelleziy enşeekum ve ce'ale lekumussem'a vel'ebsare vel'ef'idete kaliylen ma teşkurune. Kul huvelleziy zereekum fiyl'ardı ve ileyhi tuhşerune. Ve yekulune meta hazelva'du in kuntum sadikıyne. Kul innemel'ılmu 'ındallahi ve innema ene neziyrun mubiynun. Felemma reevhu zulfeten siy-et vucuhulleziyne keferu ve kıyle hazelleziy kuntum bihi tedde'une. Kul ereeytum in ehlekeniyallahu ve men me'ıye ev rahımena femen yuciyrulkafiriyne min 'azabin eliymin. Kul huverrahmanu amenna bihi ve 'aleyhi tevekkelna feseta'lemune men huve fiy dalalin mubiynin. Kul ereeytum in asbeha maukum ğavren femen ye'tiykum bimain me'ıynin. Mülk Suresi Anlamı Mülk Suresi genel olarak İslam inancında çok önemli bir yere sahip olan vahdet anlayışından ve Allah'u Teala'nın büyüklüğünden bahseder. Evrenin hükümranı olan Allah'ın hayatı neden var ettiği hakkında hususlara değinen sure ölümden sonra dirilme hakkında da bilgiler verir. Mülk Suresi meali, Müslümanların okuması ve bilmesi gereken bir metindir. Ayrıca Mülk Suresi tefsiri okunarak sure üzerindeki idrakin daha da derin bir hale gelmesi sağlanabilir. 1-Mutlak hükümranlık elinde olan Allah aşkındır, cömerttir ve O’nun her şeye gücü yeter. 2-Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. O, güçlüdür, çok bağışlayıcıdır. 3- Yedi göğü birbiriyle tam bir uygunluk içinde yaratan O’dur. Rahmânın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? 4- Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak; kusur arayan göz aradığını bulamadan bitkin olarak sana dönecektir. 5- Gerçek şu ki biz yakın göğü kandillerle süsledik. Ayrıca bunlarla şeytanların taşlanmasını sağladık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık. 6- Rablerini inkâr edenlere cehennem azabı vardır. Orası ne kötü bir varış yeri! 7- Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. 8- Cehennem neredeyse öfkesinden çatlayacak! Oraya her bir grup atıldıkça, muhafızları onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorarlar. 9- Şöyle cevap verirler "Evet, doğrusu bize bir uyarıcı peygamber gelmişti; fakat biz onu yalancılıkla itham etmiş ve Allah hiçbir şey göndermemiştir; siz gerçekten büyük bir sapkınlık içindesiniz!’ demiştik." 10- "Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık!" diye de ilâve ederler. 11- Böylece günahlarını itiraf etmiş olurlar. O alevli ateşin mahkûmları artık rahmetten mahrumdurlar. 12- Görmedikleri halde rablerinden korkup saygı duyanlara gelince, onları da hem bir bağışlanma hem de büyük bir ödül beklemektedir. 13- Sözünüzü ister gizleyin isterse açığa vurun; unutmayın ki O, kalplerin içindekini bilmektedir. 14- Yaratan bilmez olur mu? O, bütün inceliklerin farkındadır ve her şeyden haberdardır. 15- Yeryüzünü sizin için kullanışlı hale getiren O’dur. Üzerinde dolaşın ve Allah’ın rızkından yiyip için; ama unutmayın ki dönüş yalnız Allah’adır. 16- Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! 17- Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! 18- Onlardan öncekiler de gerçekleri yalan saymışlardı; ama verdiğim ceza da nasıl olmuştu? 19- Üstlerinde kanatlarını aça kapaya uçan kuşları hiç görmediler mi? Onları havada rahmândan başkası tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir. 20- Peki, rahmâna karşı size yardım edecek askerleriniz kimler? İnkârcılar ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar. 21-Yahut Allah lutfettiği rızkı kesiverse size rızık verebilecek olan kim? Hayır! Onlar azgınlıkta ve haktan sapıp uzaklaşmakta ısrar ediyorlar. 23- De ki "Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz!" 24- De ki "Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O’dur; sadece gelip O’nun huzurunda toplanacaksınız." 25-"Doğru sözlü iseniz söyleyin, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" derler. 26- De ki "O bilgi yalnız Allah’a mahsustur, ben ise sadece açık bir uyarıcıyım." 27- Ama onu yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kara çıkacak ve kendilerine, "İşte sizin isteyip durduğunuz budur!" denilecektir. 28- De ki "Beni ve beraberimdekileri Allah öldürse bizi esirgerse de âhiret ümidimiz bâkidir; peki söyler misiniz, inkârcıları âhiretteki can yakıcı azaptan kurtaracak olan kimdir?" 29- De ki "O, rahmândır; biz O’na iman etmiş ve O’na güvenip dayanmışızdır. Kimin düpedüz bir sapkınlık içinde olduğunu yakında anlayacaksınız!" 30- Bir de şunu sor "Suyunuz çekiliverse size akarsuyu kim getirebilir? Mülk Suresi Faydaları Mülk Suresi fazileti bakımından İslam kaynaklarında geniş yer verilen bir suredir. Dolayısıyla Mülk Suresi okunarak Allah'u Teala'ya çeşitli dualar etmek mümkündür. Ölen bir kimsenin arkasından okunduğunda kabir azabına son verdiğine inanılan Mülk Suresi, ayrıca okuyan kişinin günahlarının affolmasına da vesile olur. Rasulallah'ın Mülk Suresi okuyan kişilere kıyamet gününde şefaat edeceğini söylemesi Mülk Suresi faziletleri arasında en önemlilerden biridir. Yatsı namazından sonra sıklıkla Mülk Suresini okuyanların kabir azabı görmeyeceği nakledilmiştir. Her gün Mülk Suresi okuyan bir kişinin fakirlik yüzü görmeyeceği, parasının bereketleneceği ve zenginleşeceği aktarılmıştır. Yeni bir işe başlayan kişinin 41 defa Mülk Suresi okuması gerektiğine inanılır. Bu sayede kişinin işi yolunda gider ve hayırlı bir biçimde sonuçlanır. Mülk Ne Demek? Mülk Suresinin ilk ayetinde geçen ve sureye ismini veren "mülk" ibaresi Türkçe'ye de geçmiştir. Ancak suredeki anlamı daha çok hükümranlık demektir. Mülk Suresi Kaç Ayet? Kur'an-ı Kerim'in ortalama uzunluktaki surelerinden biri olan Mülk Suresi, 30 ayetten oluşur. Mülk Hangi Surede Bulunur? Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerinde mülk kelimesi kullanılarak Allah'ın hükümranlığı ifade edilmiştir. Ancak Mülk Suresi Kur'an-ı Kerim'de bulunan müstakil surelerden biridir. Dolayısıyla sure, başka herhangi bir surenin çatısı altında bulunmaz. Ayrıca iki buçuk sayfadan oluşan sure Kur'an-ı Kerim'in 561. sayfasında yer almaktadır. Mülk Suresi Nerede İndirilmiştir? İslam alimlerinin çoğunluğu, 30 ayetten oluşan Mülk Suresinin tamamının Medine döneminde nazil olduğu konusunda fikir birliğine varmışlardır. Mülk Suresi Ne Zaman Okunur? Kur'an-ı Kerim'de bulunan diğer surelerde olduğu gibi Mülk Suresini okumakta da herhangi bir zaman kısıtlaması yoktur. Dolayısıyla Mülk Suresi uygun bir zaman ya da mekanda okunmaya müsaittir. Peygamber Efendimiz tarafından özellikle yatsı namazlarından sonra okunması tavsiye edilen Mülk Suresi günün diğer vakitlerinde de okunabilir. Mülk Suresi Ne İçin Okunur? Peygamber Efendimiz bir hadisinde Mülk Suresinin kabir azabına engel olduğunu ifade etmiştir. Benzer bir biçimde Rasulullah başka bir hadisinde Mülk Suresinin kişinin günahları için şefaatçi olacağını belirtmiştir. Hadis kaynaklarında Rasulullah'ın yatmadan önce daima Secde ve Mülk Surelerini okuduğu aktarılmıştır. Peygamber Efendimiz başka bir hadisinde Mülk Suresinin kişiye azap edilmesinin önünde bir engel olduğunu söylemiştir. Mülk Suresi bilhassa vefat eden kişiler için sıklıkla okunur. Mülk Suresinin kişiyi kabir azabından koruduğu inancı hadisler ve rivayetler dolayısıyla İslam geleneğinde sıklıkla tekrar edilmiştir. Peygamber Efendimizin her gün Mülk Suresini okuyan kimselere şefaat edeceği rivayet edilmiştir. Mülk Suresini sık sık okuyan kişilerin fakirlik yüzü görmeyeceği aktarılmıştır. Mülk Suresi Abdestsiz Okunur Mu? Mülk Suresi ezberden okunduğu sürece abdestsiz olmakta bir sakınca yoktur. Ancak Kur'an-ı Kerim'e abdestsiz bir biçimde el sürmek İslam alimlerinin büyük çoğunluğu tarafından uygunsuz bir hal olarak değerlendirilmiştir. Dolayısıyla Mülk Suresini mushaf üzerinden okumak için abdestli olmak gerekir. Ancak içerisinde Kur'an-ı Kerim'in Arapça hali yer almayan bir Kur'an-ı Kerim meali ya da tefsirinden, Mülk Suresinin Türkçe anlamı namaz abdesti almadan da okunabilir. Mülk Suresi Nasıl Ezberlenir? Mülk Suresi ezberleme açısından bakıldığında Kur'an-ı Kerim'in orta uzunluktaki surelerinden biridir. Dolayısıyla sureyi yeterli okuma ve pratikle ezberlemek mümkündür. Ancak Mülk Suresini daha kolay ve hızlı bir biçimde ezberlemek için tavsiye edilmiş muhtelif yöntemlerden bahsedilebilir. İlk olarak sureyi birkaç kez son derece dikkatli bir biçimde okumak, mahreç ya da telaffuz gibi hata yapmanın mümkün olduğu detayları fark etmenize yardımcı olacaktır. Tanıdık kelime gruplarını ezberleyerek işe başlamak sürecin devamını daha kolay bir hale getirecektir. Ezber kapasiteniz arttıkça kelime gruplarını genişleterek ilerlemek son derece verimli bir yöntemdir. Bir ayet baştan, bir ayet sondan ezberlemek hafızlar tarafından da sıklıkla kullanılan pratik bir tekniktir. Bu teknik sayesinde özellikle surenin sonlarına doğru ortaya çıkabilecek ezber aksaklıkları ortadan kaldırılmaktadır. Son olarak çeşitli video izleme sitelerinden de kolayca ulaşabilecek okuma ve tilavet örnekleriyle ezberinizi pekiştirmek, hem unutmamanız hem de muhtemel hatalarınızı görmeniz açısından faydalı olacaktır. Mülk Suresi Yerine Ne Okunabilir? Mülk Suresini ezberlemekte muvaffak olamayan ya da bir anlığına sureyi hatırlayamayan kimseler, bunun yerine Kur'an-ı Kerim'den herhangi bir sureyi okuyabilir. Mülk Suresi konu itibarı ile daha çok Allah'ın birliğine ve büyüklüğüne değinmektedir. Dolayısıyla bu anlama yakın ayetler tercih etmek daha doğru olacaktır. Ancak böyle ayetler de bilinmiyorsa Kur'an-ı Kerim'den herhangi bir sureyi okumakta bir sakınca yoktur. Eğer namaz gibi farz ibadetlerden biri söz konusu değilse Mülk Suresinin yerine Türkçe bir biçimde niyaz etmek de mümkündür. Bu noktada samimi bir duanın Allah katında karşılıksız kalmayacağına güvenmek gerekir. Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor Mülk 1 Mealleri Karşılaştır Tebârekellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ تَبَٰرَكَ ٱلَّذِى بِيَدِهِ ٱلْمُلْكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. Mülk 2 Mealleri Karşılaştır Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâamelen, ve huvel azî zul gafûrgafûru. ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلْمَوْتَ وَٱلْحَيَوٰةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا ۚ وَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْغَفُورُ O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. Mülk 3 Mealleri Karşılaştır Ellezî halaka seb´a semâvâtin tibâkâtibâkan, mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvuttefâvutin, ferciıl basara hel terâ min futûrfutûrin. ٱلَّذِى خَلَقَ سَبْعَ سَمَٰوَٰتٍ طِبَاقًا ۖ مَّا تَرَىٰ فِى خَلْقِ ٱلرَّحْمَٰنِ مِن تَفَٰوُتٍ ۖ فَٱرْجِعِ ٱلْبَصَرَ هَلْ تَرَىٰ مِن فُطُورٍ O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak ve düzensizlik görüyor musun? Mülk 4 Mealleri Karşılaştır Summerciıl basara kerreteyni yenkalib lieykel basaru hâsien ve huve hasîrhasîrun. ثُمَّ ٱرْجِعِ ٱلْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ ٱلْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَسِيرٌ Sonra tekrar tekrar bak; bakışların aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir. Mülk 5 Mealleri Karşılaştır Ve lekad zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a’tednâ lehum azâbes saîrsaîri. وَلَقَدْ زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنْيَا بِمَصَٰبِيحَ وَجَعَلْنَٰهَا رُجُومًا لِّلشَّيَٰطِينِ ۖ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ ٱلسَّعِيرِ Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve ahirette de onlara alevli ateş azabını hazırladık. Mülk 6 Mealleri Karşılaştır Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennemcehenneme, ve bi’sel masîrmasîru. وَلِلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ ۖ وَبِئْسَ ٱلْمَصِيرُ Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası! Mülk 7 Mealleri Karşılaştır İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûrtefûru. إِذَآ أُلْقُوا۟ فِيهَا سَمِعُوا۟ لَهَا شَهِيقًا وَهِىَ تَفُورُ Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler. Mülk 8 Mealleri Karşılaştır Tekâdu temeyyezu minel gayzgayzi, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîrnezîrun. تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ ٱلْغَيْظِ ۖ كُلَّمَآ أُلْقِىَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَآ أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar. Mülk 9 Mealleri Karşılaştır Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey´in entum illâ fî dalâlin kebîrkebîrin. قَالُوا۟ بَلَىٰ قَدْ جَآءَنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ ٱللَّهُ مِن شَىْءٍ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِى ضَلَٰلٍ كَبِيرٍ Onlar da şöyle derler “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.” Mülk 10 Mealleri Karşılaştır Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na´kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîrsaîri. وَقَالُوا۟ لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِىٓ أَصْحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ Yine şöyle derler “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık.” Mülk 11 Mealleri Karşılaştır Fa’terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîrsaîri. فَٱعْتَرَفُوا۟ بِذَنۢبِهِمْ فَسُحْقًا لِّأَصْحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun! Mülk 12 Mealleri Karşılaştır İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiretun ve ecrun kebîrkebîrun. إِنَّ ٱلَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِٱلْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. Mülk 13 Mealleri Karşılaştır Ve esirrû kavlekum evicherû bihbihî, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri. وَأَسِرُّوا۟ قَوْلَكُمْ أَوِ ٱجْهَرُوا۟ بِهِۦٓ ۖ إِنَّهُۥ عَلِيمٌۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; fark etmez. Şüphesiz Allah, sinelerin özünü kalplerde olanı hakkıyla bilir. Mülk 14 Mealleri Karşılaştır Elâ ya’lemu men halakhalaka, ve huvel latîful habîrhabîru. أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلْخَبِيرُ Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır. Mülk 15 Mealleri Karşılaştır Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhrızkıhî, ve ileyhin nuşûrnuşûru. هُوَ ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلْأَرْضَ ذَلُولًا فَٱمْشُوا۟ فِى مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا۟ مِن رِّزْقِهِۦ ۖ وَإِلَيْهِ ٱلنُّشُورُ O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır. Mülk 16 Mealleri Karşılaştır E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûrtemûru. ءَأَمِنتُم مَّن فِى ٱلسَّمَآءِ أَن يَخْسِفَ بِكُمُ ٱلْأَرْضَ فَإِذَا هِىَ تَمُورُ Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor. Mülk 17 Mealleri Karşılaştır Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâhâsiben fe se ta’lemûne keyfe nezîrnezîri. أَمْ أَمِنتُم مَّن فِى ٱلسَّمَآءِ أَن يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ كَيْفَ نَذِيرِ Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz! Mülk 18 Mealleri Karşılaştır Ve lekad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîrnekîri. وَلَقَدْ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!? Mülk 19 Mealleri Karşılaştır E ve lem yerev ilet tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdnyakbıdne, mâ yumsikuhunne iller rahmânrahmânu, innehu bi kulli şey’in basîrbasîrun. أَوَلَمْ يَرَوْا۟ إِلَى ٱلطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَٰٓفَّٰتٍ وَيَقْبِضْنَ ۚ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا ٱلرَّحْمَٰنُ ۚ إِنَّهُۥ بِكُلِّ شَىْءٍۭ بَصِيرٌ Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları havada ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir. Mülk 20 Mealleri Karşılaştır Emmen hâzellezî huve cundun lekum yensurukum min dûnir rahmânrahmâni, inil kâfirûne illâ fî gurûrgurûrın. أَمَّنْ هَٰذَا ٱلَّذِى هُوَ جُندٌ لَّكُمْ يَنصُرُكُم مِّن دُونِ ٱلرَّحْمَٰنِ ۚ إِنِ ٱلْكَٰفِرُونَ إِلَّا فِى غُرُورٍ Yahut Rahmân’dan başka size yardım edecek şu ordunuz taraftarlarınız kimlerdir? İnkârcılar ancak bir aldanış içindedirler. Mülk 21 Mealleri Karşılaştır Emmen hâzellezî yerzukukum in emseke rızkahrızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûrnufûrın. أَمَّنْ هَٰذَا ٱلَّذِى يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُۥ ۚ بَل لَّجُّوا۟ فِى عُتُوٍّ وَنُفُورٍ Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular. Mülk 22 Mealleri Karşılaştır E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ emmen yemşî seviyyen alâ sırâtın mustekîmmustekîmin. أَفَمَن يَمْشِى مُكِبًّا عَلَىٰ وَجْهِهِۦٓ أَهْدَىٰٓ أَمَّن يَمْشِى سَوِيًّا عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? Mülk 23 Mealleri Karşılaştır Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’idehef’idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne. قُلْ هُوَ ٱلَّذِىٓ أَنشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمْعَ وَٱلْأَبْصَٰرَ وَٱلْأَفْـِٔدَةَ ۖ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ De ki “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” Mülk 24 Mealleri Karşılaştır Kul huvellezî zereekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne. قُلْ هُوَ ٱلَّذِى ذَرَأَكُمْ فِى ٱلْأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ De ki “O, sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak O’nun huzurunda toplanacaksınız.” Mülk 25 Mealleri Karşılaştır Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikînsâdikîne. وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ “Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar. Mülk 26 Mealleri Karşılaştır Kul innemel ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubînmubînun. قُلْ إِنَّمَا ٱلْعِلْمُ عِندَ ٱللَّهِ وَإِنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٌ مُّبِينٌ De ki “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.” Mülk 27 Mealleri Karşılaştır Fe lemmâ reevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzellezî kuntum bihî teddeûnteddeûne. فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيٓـَٔتْ وُجُوهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَقِيلَ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تَدَّعُونَ Onu azabı yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, alaylı bir biçimde isteyip durduğunuz şeydir” denir. Mülk 28 Mealleri Karşılaştır Kul ereeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîmelîmin. قُلْ أَرَءَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِىَ ٱللَّهُ وَمَن مَّعِىَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ ٱلْكَٰفِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ De ki “Söyleyin bakalım Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helâk etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?” Mülk 29 Mealleri Karşılaştır Kul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta’lemûne men huve fî dalâlin mubînmubînin. قُلْ هُوَ ٱلرَّحْمَٰنُ ءَامَنَّا بِهِۦ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ De ki “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!” Mülk 30 Mealleri Karşılaştır Kul e re’eytum in asbaha mâukum gavren fe men ye’tîkum bi maîn maînmaînin. قُلْ أَرَءَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَآؤُكُمْ غَوْرًا فَمَن يَأْتِيكُم بِمَآءٍ مَّعِينٍۭ De ki “Söyleyin bakalım Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” Yüzlerce vatandaş, Deterjanpazarı com tarafından dolandırıldıklarını ileri sürdü Medine döneminde hicretin ikinci yılında Bedir savaşından sonra inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını ilk ayetteki “el-Enfâl” kelimesinden almıştır. “Enfâl”, savaş ganimetleri demektir. Sûrede başlıca, savaş, özellikle Bedir savaşı sonrası elde edilen ganimetlerle, bunların kimlere ve nasıl pay edileceği konu edilmektedir. Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla 1. Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki Ganimetler Allah ve Peygamber’e aittir. O halde siz gerçek müminler iseniz Allah’tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resûlüne itaat edin. 2. Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. 3. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir. 4. İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. 5. Onların bu hali, müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak uğruna çıkardığı zamanki halleri gibidir. 6. Hak ortaya çıktıktan sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi cihad hususunda seninle tartışıyorlardı. 7. Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden kervan veya Kureyş ordusundan birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın kervanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve Kureyş ordusunu yok ederek kâfirlerin ardını kesmek istiyordu. 8. Bunlar, günahkârlar istemese de hakkı gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak içindi. 9. Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu. 10. Allah bunu meleklerle yardımı sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir. 11. O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini verdiği vesveseyi sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su yağmur indiriyordu. 12. Hani Rabbin meleklere “Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! diye vahyediyordu. 13. Bu söylenenler, onların Allah’a ve Resûlüne karşı gelmelerinden ötürüdür. Kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki Allah, azabı şiddetli olandır. 14. İşte bu yenilgi size Allah’ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kâfirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır. 15. Ey müminler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. Korkup kaçmayın. 16. Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilme veya diğer bölüğe ulaşıp mevzi tutma durumu dışında, kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah’ın gazabını hak etmiş olarak döner. Onun yeri de cehennemdir. Orası, varılacak ne kötü yerdir! 17. Savaşta onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı onu. Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için yaptı. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir. 18. Bu böyledir. Şüphesiz Allah, kâfirlerin tuzağını bozar. 19. Ey kâfirler! Eğer siz fetih istiyorsanız, işte size fetih geldi! Yenelim derken yenildiniz. Ve eğer inkardan vazgeçerseniz bu sizin için daha iyidir. Yine Peygamber’e düşmanlığa dönerseniz, biz de ona yardıma döneriz. Topluluğunuz çok bile olsa, sizden hiçbir şeyi savamaz. Çünkü Allah müminlerle beraberdir. 20. Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin, işittiğiniz halde O’ndan yüz çevirmeyin. 21. İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın. 22. Şüphesiz Allah katında hayvanların en kötüsü, düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir. 23. Allah onlarda bir hayır görseydi elbette onlara işittirirdi. Fakat işittirseydi bile yine onlar yüz çevirerek dönerlerdi. 24. Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resûlüne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız. 25. Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz umuma sirayet ve hepsini perişan eder. Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir. 26. Hatırlayın ki, bir zaman siz yeryüzünde âciz tanınan az bir toplum idiniz; insanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz da şükredesiniz diye Allah size yer yurt verdi; yardımıyla sizi destekledi ve size temizinden rızıklar verdi. 27. Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber e hainlik etmeyin; sonra bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz. 28. Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah’ın katındadır. 29. Ey iman edenler! Eğer Allah’tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir. 30. Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni yurdundan çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar sana tuzak kurarlarken Allah da onlara tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir. 31. Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki “Evet işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.” 32. Hani o kâfirler bir zaman da Ey Allah’ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi. 33. Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir. 34. Onlar Mescid-i Haram’ın mütevellîleri olmadıkları halde müminleri oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın mütevellîleri takvâ sahiplerinden başkaları değildir. Fakat onların çoğu bunu bilmez. 35. Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Ey kâfirler! İnkâr etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın! 36. Şüphesiz ki inkâr edenler mallarını, insanları Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlûp olacaklardır. Kâfirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır. 37. Bu toplama Allah’ın murdarı temizden ayıklaması mümini kâfirden ayırması ve bütün murdarların bir kısmını diğer bir kısmının üstüne koyup hepsini yığarak cehenneme atması içindir. İşte onlar ziyana uğrayanların kendileridir. 38. İnkâr edenlere, sana düşmanlıktan vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin hali gözlerinin önündedir! 39. Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın! İnkâra son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür. 40. Eğer imandan yüz çevirirlerse, bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!. 41. Eğer Allah’a ve hak ile bâtılın ayrıldığı gün, iki ordunun birbiri ile karşılaştığı gün Bedir savaşında kulumuza indirdiğimize inanmışsanız, bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah’a, Resulüne, onun akrabalarına yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. Allah her şeye hakkıyla kadirdir. 42. Hatırlayın ki, Bedir savaşında siz vâdinin yakın kenarında Medine tarafında idiniz, onlar da uzak kenarında Mekke tarafında idiler. Kervan da sizden daha aşağıda deniz sahilinde idi. Eğer savaş için sözleşmiş olsaydınız, sözleştiğiniz vakit hususunda ihtilâfa düşerdiniz. Fakat Allah, gerekli olan emri yerine getirmesi, helâk olanın açık bir delille gözüyle gördükten sonra helâk olması, yaşayanın da açık bir delille yaşaması için böyle yaptı. Çünkü Allah hakkıyla işitendir, bilendir. 43. Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz. Fakat Allah sizi bundan kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir. 44. Allah, olacak bir işi yerine getirmek için savaş alanında karşılaştığınız zaman onları sizin gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Bütün işler Allah’a döner. 45. Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok anın ki başarıya erişesiniz. 46. Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir. 47. Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve insanları Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar kâfirler gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır. 48. Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi melekleri görüyorum, ben Allah’tan korkuyorum; Allah’ın azabı şiddetlidir, dedi. 49. O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar, sizin için, “Bunları, dinleri aldatmış” diyorlardı. Halbuki kim Allah’a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O’dur. Yoksa orduların sayı ve techizat üstünlüğü değildir. 50. Melekler yüzlerine ve arkalarına vurarak ve “Tadın yakıcı cehennem azabını” diyerek o kâfirlerin canlarını alırken onları bir görseydin! 51. İşte bu, ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici değildir. 52. Bunların gidişatı tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidişatı gibidir. Onlar da Allah’ın âyetlerini inkâr etmişlerdi de Allah onları günahları sebebiyle yakalamıştı. Allah güçlüdür. O’nun cezası şiddetlidir. 53. Bu da, bir millet kendilerinde bulunanı güzel ahlâk ve meziyetleri değiştirinceye kadar Allah’ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden dolayıdır. Gerçekten Allah işitendir, bilendir. 54. Evet bunların durumu, Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamışlardı; biz de onları günahlarından ötürü helâk etmiştik ve Firavun ailesini denizde boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler. 55. Allah katında, yürüyen canlıların en kötüsü kâfir olanlardır. Çünkü onlar iman etmezler. 56. Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, sonra her defasında hiç çekinmeden ahidlerini bozan kimselerdir. 57. Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile onlara vereceğin ceza ile arkalarında bulunan kimseleri de dağıt. 58. Antlaşma yaptığın bir kavmin hainlik yapmasından korkarsan, sen de onlarla yaptığın ahdi aynı şekilde bozduğunu kendilerine bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez. 59. İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar bizi âciz bırakamazlar. 60. Onlara düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği düşman kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız. 61. Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir. 62. Eğer sana hile yapmak isterlerse, şunu bil ki, Allah sana kâfidir. O, seni yardımıyla ve müminlerle destekleyendir. 63. Ve Allah, onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir. 64. Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter. 65. Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze kâfire galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, kâfir olanlardan bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur. 66. Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, onlardan ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah’ın izniyle onlardan ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir. 67. Yeryüzünde ağır basıncaya küfrün belini kırıncaya kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah sizin için ahireti istiyor. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir. 68. Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azap dokunurdu. 69. Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin. Ve Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah bağışlayan, merhamet edendir. 70. Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere de ki Eğer Allah kalplerinizde hayır olduğunu bilirse, sizden alınandan fidyeden daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir. 71. Eğer sana hainlik etmek isterlerse üzülme, çünkü daha önce Allah’a da hainlik etmişlerdi de Allah onlara karşı sana imkân ve kudret vermişti. Allah bilendir, hikmet sahibidir. 72. İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve muhacirleri barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer bir kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur. Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın o müslümanlara yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir. 73. Kâfir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu Allah’ın emirlerini yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur. 74. İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, muhacirleri barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır. 75. Sonradan iman eden ve hicret edip de sizinle beraber cihad edenler de sizdendir. Allah’ın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerine vâris olmağa daha uygundur. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir.

mulk suresi arapça oku enfal