Delilyerine atalar›n›n uydu¤u sisteme göre hayatlar›n› yönlendirenlere Kuran’›n afla¤›daki ayetlerini okumalar›n› öneriyoruz. (Ayr›ca bak›n 31 Lokman Suresi 21, 14 ‹brahim Suresi 10, 11 Hud Suresi 62 ve 109, 5 Maide Suresi 104, 7 Araf Suresi 28) www.mucizeler.com www.kurandakidin.net www.diniyazilar.com 22
115 ayet. وَاصْبِرْ فَإِنَّ اللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ الْمُحْسِنِينَ. Diğer ayetlerdeki anlamını görmek için kelime köküne tıklayın. Ve sabret, çünkü Allah, gerçekten de iyilik edenlerin ecrini zâyi etmez.
HudSuresi 110-111. Ayet Tefsiri. Hud Suresi 112. Ayet Tefsiri. Senin yanında hak yola dönenlerle birlikte, sana buyurulduğu gibi dosdoğru ol! Siz de azıp sapmayın. Allah, yaptıklarınızı çok iyi görmektedir. Kaynak : Hud Suresi 113. Ayet Tefsiri. Hud Suresi 114-115. Ayet Tefsiri. Hud Suresi 116-117. Ayet Tefsiri
Hud Süresi 114-115.Ayet Tefsiri: Gündüzün iki tarafından maksat, sabah ve akşam vakitleri olmalıdır; zülef ise bir noktaya yakın taraflar anlamına gelir. Buna göre gecenin akşam vaktine yakın tarafından maksat yatsı namazı, sabaha yakın tarafından maksat sabah namazı olmalıdır.
yunussuresi #evliya #allahdostları
Hûd Suresi 115. Ayetinin Meali (Anlamı): Sabret; çünkü Allah iyi davranan ve işini güzel yapanların ecrini zâyi etmez. Hûd Suresi 115. Ayetinin Tefsiri: Burada bir günde edâ edilmesi farz olan beş vakit namaza işaret edilmektedir. “Gündüzün iki tarafı”ndan maksat, öğle ve ikindi namazları; “gecenin gündüze yakın
02viaM. ❬ Önceki Sonraki ❭ وَٱصْبِرْ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ ٱلْمُحْسِنِينَ İbni Kesir Sabret, çünkü Allah ihsan edenlerin ücretini zayi etmez. Meallere göre Hûd Suresi 115. Ayet Tüm Mealler Hûd 115 Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Hûd 115 Diyanet İşleri Başkanlığı Hûd 115 Elmalılı Hamdi Yazır Hûd 115 Ali Fikri Yavuz Hûd 115 Diyanet Vakfi Hûd 115 Elmalılı Hamdi Yazır Sade Hûd 115 Elmalılı Hamdi Yazır Sade 2 Hûd 115 Fizilal-il Kuran Hûd 115 Hasan Basri Çantay Hûd 115 İbni Kesir Hûd 115 Ömer Nasuhi Bilmen Hûd 115 Tefhim-ul Kuran Hûd 115 Kuran Yolu Hûd 115
Namaz nasıl kılınır? Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı ve vitir namazlarının kılınışı
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Vemâ kânaAllâhu liyudille kavmen ba’de iż hedâhum hattâ yubeyyine lehum mâ yettekûnec innaAllâhe bikulli şey-in alîmunAllah, bir topluluğu doğru yola sevkettikten sonra sakınacakları şeyleri apaçık bildirinceye dek tekrar onları sapıklığa terketmez. Şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir. Allah, bir kavme hidayet ettikten sonra, bir elçi ve kitap gönderip nelerden sakınacaklarını kendilerine açıklamadıkça ve buna rağmen inkâra ve isyana kalkışılmadıkça onları sapkınlığa terk edecek ve cezalarını verecek değildir. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla doğru yola ilettikten sonra, ne gibi şeylerden sakınmaları gerektiğini bir topluma açıklamadıkça, onları doğru yoldan saptıracak değildir. Gerçek şu ki, Allah herşeyi aslıyla ve bütünüyle bir kavme doğru yolu gösterdikten sonra, nelerden arınıp, nelerden korunacaklarını, hangi emirleri yerine getireceklerini, kime sığınacaklarını, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak nasıl şahsiyetli davranacaklarını, dinî ve sosyal görevlerinin nasıl bilincinde olacaklarını iyice açıklamadan onları başlarına buyruk hale getirecek, hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine imkân tanıyacak bir sebep yaratmaz. Her şey Allah'ın ilmi, iradesi, planı dahilinde bir topluluğu doğru yola eriştirdikten sonra sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açıklamadan onları sapıklığa düşürmez. Muhakkak Allah her şeyi topluluğa Allah, hidayet verdikten sonra, korkup-sakınacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar, onları sapıklığa sürükleyecek değildir. Şüphesiz Allah, her şeyi bir kavmi hidâyete İslâma ulaştırdıktan sonra, nelerden sakınacaklarını kendilerine açıklamadıkça, onları sapıklıkla sorumlu tutacak değildir. Muhakkak ki, Allah her şeyi kemâliyle bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken yasaları onlara açıklamadıkça, onları saptıracak değildir. Şüphesiz Allah, her şeyi çok iyi bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açıklamadıkça onları saptıracak değildir. Allah, her şeyi şeyi belli etmedikçe doğru yola ilettiği ulusu Allah saptırmaz, Allah bilir her şeyiAllah bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, nelerden sakınacaklarını açıkça belirtmedikçe günahları yüzünden onları sapıklığa düşürmez sorumlu tutmaz. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi hakkıyla tarîk-i hidâyete sevk itdiği bir kavmi neden nehy olundığını beyân itmedikce muâhaze itmez. Allâh her şeyi bir milleti doğru yola eriştirdikten sonra, sakınacakları şeyleri onlara açıklamadıkça, sapıklığa düşürmez. Allah şüphesiz her şeyi yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirmedikçe, Allah bir toplumu saptıracak değildir. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bir topluluğu doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar onları saptıracak değildir. Allah her şeyi çok iyi bilendir. Bu âyette, müşriklerin affı için dua etmenin yasak olduğu bildirilmeden önce, bunu yapanların ve haram olan şeyleri, yasak emri gelmeden önce yapmış ... Devamı..ALLAH bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri bildirmeden, onları sapıklığa mahkum edecek değildir. ALLAH her şeyi bir kavmi hidayete erdirdikten sonra, nelerden sakınacaklarını kendilerine iyice açıklamadıkça dalalete düşürmez. Gerçek şu ki, Allah her şeyi bir kavmi hidayete çıkardıktan sonra nelerden sakınacaklarını kendilerine beyan etmedikçe onları dalâle düşürmek ıhtimali yoktur, hakikat, Allah her şeye alîmdirAllah, bir kavmi doğru yola ilettikten sonra, sakınıp korunacakları şeyleri kendilerine açıklamadıkça onları sapıtmış Allah, Her Şeyi En İyi Bu ve buna benzer daha birçok ayetten de anlaşılmaktadır ki, vahyin hitabıyla doğrudan muhatap olmamış olanlar, vahiyden habersiz olanlar, ondan so... Devamı..Allah bir kavme hidâyet etdikden sonra sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirinceye kadar onları n sapıklığına hükm edecek değildir. Şüphesiz ki Allah her şey'i hakkıyle ise bir kavmi, kendilerini hidâyete erdirdikten sonra, sakınacakları şeyleri onlara açıklamadıkça dalâlete düşürecek değildir. Muhakkak ki Allah, herşeyi hakkıyla bir topluma doğru yolu gösterdikten sonra, onların açıkça sakınıp korunmaları gereken şeyleri bildirmedikçe, asla o toplumu saptırmaz. Şüphesiz ki Allah her şeyi bir ulusu doğru yola ilettikten sonra sakınmaları gerekli olan nesneleri açıktan açığa bildirmedikçe onu yoldan çıkarmaz. Çünkü Allah her nesneyi bir kavmi, doğru yola götürdükten sonra onlara sakınacakları şeyi belli etmedikçe yoldan çıkarmaz. Çünkü Allah her şeyi hakkıyle bir kavmi doğru yola ilettikten sonra, korunup sakınacakları [yettekûn] şeyleri kendilerine açıklamadan onları saptıracak değildir. Muhakkak ki Allah her şeyi en iyi hidayete erdirdikten sonra sakınacakları şeyleri kendilerine açıklamadıkça bir topluluğu sapıklığa düşürmez. Allah şüphesiz her şeyi bir topluma doğru yolu gösterdikten sonra,hangi davranışların haram olduğunu ve nelerden sakınmaları gerektiğini kendilerine açıkça bildirmedikçe, onları yoldan saptılar diye cezalandıracak değildir. Hiç kuşkusuz Allah, her şeyien ince ayrıntısıyla bir kavmi hidayete eriştirdikten sonra sakınıp korunacakları şeyleri açıklamadıkça onları saptıracak değildi. Allah, her şeyi hidayet nasibettiği bir toplumu, tekrar şaşırtacaksa sakınmaları gereken şeyleri göstermeden bunu yapmaz. Çünkü Allah, her şeyi tüm ayrıntısıyla yola ilettikten sonra insanlara uyacakları yasaları açıkça bildirmedikçe, Rabbiniz bir toplumun sapıklığına hükmetmez. Onun için Rabbiniz ayetleriyle insanların sorumlu tutulacağı yasaları gönderir. Kim Allah’ın ayetlerini inkâr eder, yasalarına karşı çıkarsa; onlar doğru yoldan sapmışlardır. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Allah doğru yola ulaştırdıktan sonra, [takvâ]lı duyarlı olacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar hiçbir topluluğu sapkın kabul edecek değildir. [*] Şüphesiz ki Allah her şeyi ayet söyle de tercüme edilebilir “Doğru yola ulaştırdıktan sonra, korunacakları sorumlu ve duyarlı davranacakları şeyleri kendilerine açıklayınc... Devamı..Allah bir toplumu dosdoğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine iyice açıklamadıkça, asla sapıklığa düşürmez ve Allah, her şeyi hakkıyla Allah bir topluluğu -onlara doğru yolu gösterdikten sonra bile- sakınıp gözetecekleri şeyler konusunda kendilerini [bütünüyle] aydınlatmadan asla sapıklıkla suçlamaz. ¹⁵⁰ Gerçek şu ki, Allah her şeyi aslıyla ve bütünüyle bilir. ¹⁵¹150 Lafzen, “... suçlamak Allah’a yakışmaz/yaraşmaz” -yani, “bir toplumu doğru yola ulaştırdıktan sonra onları sapıklığa düşürmek”, Allah’ın mutlak ve... Devamı..Hem Allah, bir topluma doğru yolunu gösterdikten sonra, sakınılması gereken şeyleri açıklamadan, onları dalalette saymaz Allah, her şeyi bilendir. 6/130- 131, 17/15, 28/59Hem Allah hiçbir topluluğu, -akıl, fıtrat ve irade ile doğru yolu gösterdikten sonra bile- korunup sakınacakları şeyleri kendilerine bütünüyle açıklamadıktan sonra, sapıklığı onlara akıbet kılmaz. Elbette her şeyi bilen sadece Allah’ Teâlâ bir kavme hidâyet ettikten sonra onlara sakınacakları herşeyi açıkça bildirmedikçe, onları dalâlete düşürecek değildir. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ her şeyi tamamıyla bir topluluğu doğru yola ilettikten sonra, nelerden sakınacaklarını kendilerine bildirmedikçe, onları dalâlete sürüklemez. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir. Bu âyet, müşrikler için af dilemenin yasaklığı bildirilmeden önce bunu yapanların ve haram kılınmadan önce haramları işleyenlerin sorumlu olmayacaklar... Devamı..Allah, bir kavmi doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açıklamadıkça onları saptıracak değildir. Allah herşeyi Te'âlâ bir kavmi hidâyet buyurdukdan sonra, sakınmaları îcâb iden şeyleri onlara bildirmedikce dalâletle emâte idüb mes'ûl itmez. Allâh her şeyi bilir. [²] [2] Uzak memleket halkından bir cemâ'at Rasûl-ü Ekrem efendimizin nezdine gelerek İslâm oldılar. O sırada şarâb harâm değildi ve kıble henüz Ka'be'ye ... Devamı..Allah bir topluluğu yola gelmiş saydıktan sonra sakınmaları gereken şeyi açıkça bildirmedikçe onları yoldan çıkmış saymaz. Allah her şeyi bir topluma hidayet verdikten sonra, onlara sakınılmaları gereken şeyleri açıklamadan, onları sapıklıkta bırakmaz. Şüphesiz ki Allah, her şeyi bir topluluğa hidayet verdikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine iyice açıklamadan onların sapıklığına hükmetmez. Muhakkak ki Allah herşeyi bir topluluğa kılavuzluk ettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine ayan-beyan bildirinceye kadar, onların sapıklığına hükmetmez. Allah her şeyi hakkıyla olmadı Tañrı kim azdura bir ķavmı andan śoñra kim ŧoġru yol gösterdi anlara tā bellü eyleye anlara anlar śaķınalar. bayıķ Tañrı her nesneyi Tañrı Taālā bir ḳavmi azdurmaz anlara hidāyet virdükden ṣoñra,beyān eylemeyince anlara ḥarām nesneleri ki andan ṣaḳınalar. Tañrı Taālābarça nesneyi bir tayfanı doğru yola yönəltdikdən sonra qorxub çəkinməli olduqları şeyləri özlərinə bildirmədən onları haqq yolundan sapdırmaz! Həqiqətən, Allah hər şeyi olduğu kimi, layiqincə biləndir!It was never Allah's part that he should send a folk astray after He had guided them until He had made clear unto them what they should avoid. Lo! Allah is Aware of all Allah will not mislead1367 a people after He hath guided them, in order that He may make clear to them what to fear and avoid- for Allah hath knowledge of all Allah's clear commands are given, so that Believers may not be misled by their human frailty into unbecoming conduct.
Hûd Suresi 115. ayeti ne anlatıyor? Hûd Suresi 115. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...Hûd Suresi 115. Ayetinin Arapçasıوَاصْبِرْ فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُض۪يعُ اَجْرَ الْمُحْسِن۪ينَ Hûd Suresi 115. Ayetinin Meali AnlamıSabret; çünkü Allah iyi davranan ve işini güzel yapanların ecrini zâyi Suresi 115. Ayetinin TefsiriBurada bir günde edâ edilmesi farz olan beş vakit namaza işaret edilmektedir. “Gündüzün iki tarafı”ndan maksat, öğle ve ikindi namazları; “gecenin gündüze yakın saatleri”nden maksat ise akşam, yatsı ve sabah namazlarıdır. Çünkü اَلزُّلَفُ zülef kelimesi, vakit ve yakınlık mânasına gelen “zülfe” kelimesinin çoğuludur. Arapça da çoğul ise en az üçtür. Buna göre sabah namazı gün doğmasına yakın, akşam ve yatsı namazları ise güneşin batmasına yakın saatlerde kılınmakla bu üçlüyü ifade ederler. Namazların bildiğimiz beş vakitte kılınması, bunun gibi başka âyetlerle bk. İsrâ 17/78; Tâhâ 20/130, hadis-i şeriflerle ve ümmetin icmaıyla “Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir” Hûd 11/114 kısmında bahsedilen “iyilikler”den maksat, sözün geliminden de anlaşılacağı üzere öncelikle beş vakit namazdır. Yani her namaz bir “hasene iyilik”, beş vakit namaz ise “hasenât iyilikler”dir. İyiliklere devam edildikçe kötülükler silinir gider. Buna göre beş vakit namaza devam ettikçe, arada beşeriyet icabı işlenen bazı kötülükler de kaybolur. Resûlullah şöyle buyurmuştur “Büyük günahlardan uzak durulduğu takdirde, bir namaz diğer namaza kadar olan günahlara kefarettir.” Müslim, Tahâret 16 Şu âyet-i kerîme ise hakîkati daha açık bir şekilde beyân eder “Bütün şartlarına riâyet edilerek hakkiyle kılınan namaz, insanı her türlü hayasızlıktan, dînin ve aklın kabul etmediği şeylerden alıkoyar.” Ankebût 29/45Fakat iyiliklerin kötülükleri silip götürmesi sadece namaza mahsus bir durum değildir. Namaz sadece misal olarak verilmiştir. Aynı durum diğer iyilikler için de geçerlidir. İnsanın imanla birlikte yaptığı her türlü iyilik onu kötülüklerden uzaklaştırır, yaptığı kötülüklerin affedilmesine, hatta onları iyiliğe dönüşmesine vesile olur. Bu mânada şu âyet-i kerîme ne kadar ümit bahşedicidir “Ancak tevbe edip inanan ve sâlih ameller işleyenler müstesnâ. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” Furkan 25/70Rabbimizin öğütlerine kulağını ve kalbini verenler, sabırla iyilik yapmaya devam edenler bu güzel müjdelerden bol bol istifade edeceklerdir. Çünkü Yüce Allah, iyilik yapanların emeklerini boşa çıkarmayacak, mükâfâtlarını asla zayi etmeyecek, bilakis onlara lutuf ve kerem hazinelerinden kat kat ihsanda ancak böyle bir İslâmî anlayış ve kulluk şuuru ile hem kendilerini haksızlıklardan uzak tutabilir, hem de dünyada yapılan zulüm ve haksızlıkların önüne geçebilirler. Nitekim insanlık tarihine bir göz atıldığında, zulme karşı seslerini yükseltmedikleri için zâlimlerle birlikte helak olan nice toplumların bulunduğu görülecektirHûd Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriHûd Suresi 115. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan
❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio وَٱصْبِرْ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ ٱلْمُحْسِنِينَ Vasbir fe innallâhe lâ yudîu ecrel muhsinînmuhsinîne. Sabret! Çünkü, Allah iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez. Türkçesi Kökü Arapçası ve sabret ص ب ر وَاصْبِرْ şüphesiz فَإِنَّ Allah اللَّهَ لَا zayi etmez ض ي ع يُضِيعُ ecirlerini ا ج ر أَجْرَ iyilik yapanların ح س ن الْمُحْسِنِينَ Diyanet İşleri Başkanlığı Sabret! Çünkü, Allah iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez. Diyanet Vakfı Ey Muhammed! Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Ve sabret, çünkü Allah iyi davrananların mükafatını ziyan etmez. Elmalılı Hamdi Yazır Ve sabret! Çünkü Allah iyilik edenlerin mükafatını yitirmez. Ali Fikri Yavuz Ey Rasûlüm, kavminin eziyetlerine ve ibadete sabret; çünkü Allah, iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Ve sabr et zira Allah muhsinlerin ecrini zayi´ etmez Fizilal-il Kuran Müşriklerin sana çektirdikleri sıkıntılara karşı sabret; çünkü Allah, iyi davranışları ödülsüz bırakmaz. Hasan Basri Çantay Sabr-u sebat et. Zîrâ Allah iyi hareket edenlerin mükâfatını zaayi etmez. İbni Kesir Sabret, çünkü Allah ihsan edenlerin ücretini zayi etmez. Ömer Nasuhi Bilmen Ve sabret. Zira şüphe yok ki, Allah Teâlâ muhsin olanların mükâfaatını zâyi etmez. Tefhim-ul Kuran Ve sabret. Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
hud suresi 115 ayet tefsiri