Kuran’dan (Meryem/ 25) Meryem Validenin İsa’yı hurmaların olgunlaştığı bir dönemde doğurduğunu öğrenmiştik. Kur’ân’da Meryem ve İsa peygamber hakkında verilen bilgiler, İsa peygamberin doğumu ile Kur’ân’ın inişi arasındaki dönemde ortaya çıkmış Yahudi ve Hıristiyan inançlarını yansıtmaktadır. Ne Ey kavmim, size işte bir ayet olarak Allah'ın devesi; onu serbest bırakın, Allah'ın arzında yesin. Ona kötülük (vermek niyeti)yle dokunmayın. Yoksa sizi yakın bir azap sarıverir." (Hud Suresi, 63-64) Dedi ki: "İşte, bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme hakkı da sizindir. Allahın elçisi hak din islam Kuran'da adı geçen peygamberler nebi peygamberler Peygamberlerin sıfatları resul Vahiy meleği vasıtasıyla Yüce Allah tarafından gönderilen ilâhî emirleri ve yasakları insanlara bildirmekle vazifeli kimselere Kur’an-ı Kerîm’in dilinde "Nebî, resûl, beşir ve nezîr" adlari verilir. Kuranda Adı Geçen Peygamberler Hakkında Bilgi 18) İlyas Aleyhisselâm Hazret-i İlyas, İsrail Oğullarına gönderilmiş mübarek bir peygamberdir. İsraîl Oğulları, Hazret-i Süleyman'dan sonra ayrılığa düşmüşler. İçlerinden bazıları, Belebek Hakiminin yaptırmış olduğu "Ba'l" adındaki puta tapmaya başlamışlardı. Nûh İbrâhim, Mûsâ ve Îsâ’nın içinde yer aldığı ülü’l-azm peygamberler, daha sonra resuller, daha sonra da diğer nebiler gelir. Ülü’l-azm peygamberler, aldıkları ağır görev ve yüklendikleri sorumluluk karşısında herhangi bir yılgınlık göstermeden dini insanlara tebliğ görevini yerine getiren, bütün Kuranda Adı Geçen Peygamberleri sizler için sırasıyla derledik. İşte kutsal kitabımız Kuran'ı Kerim'de adı geçen peygamberler ve hakkındaki kısa bilgiler.. oiisbGs. Vahiy meleği vasıtasıyla Yüce Allah tarafından gönderilen ilâhî emirleri ve yasakları insanlara bildirmekle vazifeli kimselere Kur’an-ı Kerîm’in dilinde "Nebî, resûl, beşir ve nezîr" adlari verilir. Bunlar her bakimdan üstün ve seçkin kimselerdir. Peki, Kur'an-ı Kerim'de adı geçen peygamberler kimdir? İşte adı geçen peygamberler...Peygamberler günah işlemezler, yalan söylemezler, emanete hiyanet etmezler, Allah’tan aldıkları emirleri olduğu gibi insanlara bildirirler. Çok zekî, uyanık ve mantıklı kimselerdir. Peygamberlerin bir kısmı bir kavme, bir bölgeye, bazıları da bütün âleme ve insanlığa gönderilmiştir. Bunların ne kadar oldukları bildirilmemiştir; sayılarını ancak Allah bilir. Kur’an-ı Kerîm'de peygamberlerin sadece bir kısmından - I KERİM'DE ADI GEÇEN PEYGAMBERLER1. Hz. Adem Hz. Idris Hz. Nuh Hz. Hûd Hz. Salih Hz. Ibrahim Hz. Ismail Hz. Lût Hz. Ishak Hz. Yakûb Hz. Yusuf Hz. Eyyûb Hz. şuayb Hz. Musa Hz. Harun Hz. Davut Hz. Süleyman Hz. Zülkifl Hz. İlyas Hz. El- Yesâ Hz. Yunus Hz. Zekeriya Hz. Yahya Hz. Isa Hz. Muhammed başka Kur’an-ı Kerîmde isimleri geçen fakat peygamber olup olmadıkları hakkında kesin bilgi olmayanlar vardır ki; bunlar da şunlardır- Üzeyir- Lokman- Zü’ Âdem as Kur’an’da adı 25 defa geçer. İlk insan, ilk peygamberdir. Tarımla uğraşmıştır. Allah, onunla birlikte Havaa annemizi de yaratarak insan soyunu başlatmıştır. Hz. Adem’e 10 sayfa kitap İdris asKur’an’da adı 2 defa geçer. Pozitif bilimlerle uğraşan ilk peygamberdir. Terzilik yapmıştır. İlk kez iğne, iplik kullanarak kıyafet dikmiştir. Yazıyı ilk kullanan insan olduğu da tahmin edilmektedir. Hz. İdris’e 30 sayfa kitap Nuh asKur’an’da adı 43 defa geçer. Kur’an’da da bir surenin adı Nuh Suresi’dir. Kavmini sapkınlıktan kurtarmak ve Allah’a iman etmelerini sağlamak istemişse de bunda başarılı olamadı. Hatta eşi ve bir çocuğu da ona iman etmedi. Bir gemi inşa edip yeryüzündeki bütün canlıları bu gemiye almasıyla bilinir. Daha sonra Dünya’da büyük bir tufan olmuş, ona inanmayan kavmi Allah tarafından helak edilmiştir. 4. Hz. Hud asKur’an’da adı 10 defa geçer. Kur’an’da bir surenin adı da Nuh Suresi’dir. Geçimini ticaretle sağlamıştır. Sapkınlık içindeki Âd kavmine gönderilmiştir. Bu kavim kendi içinde yüksek binalar inşa etme yarışına girmiş insanlardan oluşan bir Hz. Salih asKur’an’da adı 8 defa geçer. Ünlü Semud kavmine onları Allah’a iman ettirmek için gönderilmiştir. Ticaretle geçimini İbrahim asKur’an’da adı 69 defa geçer. Kur’an’daki bir surenin adı da İbrahim Suresi’dir. Son peygamber Hz. Muhammed’in büyük dedesidir. Oğlu İsmail’le birlikte Kabe’yi inşa etmiş bir peygamberdir. Nemrut, İbrahim Peygamber'in ateşe atılmasını emretti. İşte o anda Allah, ateşe, "İbrahim'e karşı serin ve zararsız ol!" diye emir ve gönüllüler hemen odun topladılar. Büyükçe bir ateş yaktılar. Halk, İbrahim Peygamber'in yanışını seyretmek için ateşin etrafında toplandı. Alevler gittikçe yükseliyor, etrafa yüksek ısı yayıyordu. Ateşin en şiddetli anında İbrahim'i tuttular ve mancınıkla ateşin içerisine Lût asKur’an’da adı 27 defa geçer. Hz. İbrahim’e as iman etmiş ve onunla hicret etmiş İsmail asKur’an’da adı 12 defa geçer. Çobanlık yaparak geçinmiştir. Babasıyla Kabe’yi inşa etmiştir. Pek çok dini öğretiyi babasıyla birlikte ilk uygulayan peygamberdir. Babası onu Allah’a kurban etmek isterken Allah Hz. İbrahim’e bir koç göndermiş, böylece kurban olmaktan İshak asKur’an’da adı 15 defa geçer. Hz. İbrahim’in as oğlu, Hz. İsmail’in kardeşidir. İsrailoğulları kavmine onları sapkınlıktan kurtarmak ve Allah’a iman etmelerini sağlamak için gönderilmiştir. Kendisinden sonra gelen bütün peygamberler onun soyundan Yakup asKur’an’da adı 16 defa geçer. Hz. İbrahim’in as torunu, Hz İshak’ın oğludur. İsrailoğullarına gönderildi. Oğlu Hz. Yusuf’u kaybetmenin acısıyla kör oldu. Onu yeniden bulunca gözleri geri açıldı. Diğer oğullarının ihanetine uğrayarak imtihan olmuş bir Yusuf asKur’an’da adı 27 defa geçer. Kur’an’da bir surenin adı da Yusuf’tur. Yakup’un on iki oğlu vardı. Oğulları Hz. Yusuf’u kıskanarak onu bir kuyuya attı. Yakup oğlunu uzun zaman boyunca görmedi. Rüya tabiri yeteneğiyle Mısır’da yöneticilik yaptı. Kur’an’da bir surede anlatılan kıssa ona aittir. Bu kıssa Kur’an’da “kıssaların güzeli” olarak da Şuayb asKur’an’da 11 defa adı geçer. Allah tarafından kendisine müthiş bir konuşma yeteneği verilmiştir. “peygamberlerin hatibi” olarak bilinir. Hilekar Meyden ve Eyke halkına iman etsinler diye gönderilmiştir. Kendisinden sonra gelen Hz. Musa, kızlarından biriyle evlenmiş, daha sonra peygamber Musa asKur’an’da adı 136 defa geçer. Kur’an’da adı en çok geçen peygamberdir. İsrailoğulları’na gönderildi. Hz. Şuayb’ın as damadıdır. İsrailoğulları onun sayesinde Mısır’dan çekildi. Kendisine dört kutsal kitaptan biri olan Tevrat verilmiştir. Asasıyla Nil Nehri’ni ikiye ayıran peygamber olarak Harun asKur’an’da adı 20 defa geçer. Hz. Musa’nın as kardeşi ve yardımcısıdır. Hz. Musa, Mısır’a dönünce Harun’a Allah’ın emirlerini anlatmıştır. Harun bunları kabul ederek Musa’ya yardımcı olmuştur. Allah tarafından kendisine güçlü bir hitabet yetenği Davud asKur’an’da adı 16 defa geçer. Sesinin güzelliğiyle bilinir. Hatta günümüzde bile güzel seslilere ona ithafen “Davudi” sesli denilmektedir. Tâlût’un ordusunda bir askerken Allah’ın lütfuyla önce peygamber, ardından İsrailoğullarına kral olmuştur. Demircilikle uğraşmıştır. Kendisine dört kutsal kitaptan biri olan Zebur Süleyman asKur’an’da adı 17 defa geçer. Hz. Davud’un oğludur. Babası öldükten sonra hükümdar oldu. Allah tarafından kendisine hayvanlarla konuşma ve onlara hükmetme yeteneği Eyyub asKur’an’da adı 4 defa geçer. Ağır bir hastalık geçirerek sabretmiştir. Sabrın timsali olan peygamber olarak Zülküf asKur’an’da adı 2 defa geçer. Babası Hz. Eyyub’dur. Sabrıyla Allah’ın rahmetine mazhar olmuş Yunus asKur’an’da adı 4 defa geçer. Kur’an’da bir surenin adı aynı zamanda Yunus’tur. Ninovalılar’a peygamber olarak İlyas asKur’an’da adı 3 defa geçer. İsrailoğulları’na peygamber olarak Elyesa asKur’an’da adı 2 defa geçer. Hz. İlyas’ın Zekeriyya asKur’an’da adı 7 defa geçer. Hazreti Süleyman as soyundan gelir. Kudüs’te Hz. Meryem’i koruyan peygamber olarak bilinir. İsrailoğulları tarafından Yahya asKur’an’da adı 5 defa geçer. Babası Hz. Zekeriyya’dır. Adı Allah tarafından konulmuştur ve önceden kimse bu adı kullanmamıştır. İleride Hz. İsa’nın geleceğini Hz. İsa asKur’an’da adı 25 defa geçer. Babasız olarak doğmuştur. Bu özelliğiyle Dünya’ya gelen ilk ve tek insan ve peygamberdir. Doğar doğmaz konuşmuştur. Allah tarafından kendisine pek çok mucize bahşedilmiştir. Ölüleri diriltmiş, sakatları yürütmüş, körlerin gözünü açmıştır. Sonradan Hristiyanlar tarafından doğduğu yıl miladi takvimin başlangıcı kabul edildi. Kendisine dört kutsal kitaptan üçüncüsü olan İncil indirilmiştir.​​​​​​​25. Hz. Muhammed asKur’an’da adı 4 defa adı geçer. Kur’an’ın bir suresinin adı da Muhammed’dir. Son peygamberdir. Evrenseldir, sadece kendi kabilesine değil bütün insanlığa gönderilmiştir. Kendisine son kutsal kitap olan Kur’an-ı Kerim indirilmiştir. Ana sayfa » SistemUllah » Kuran’da İsmi Geçen Peygamberler Kimler? Mucizeleri ve Meslekleri Nelerdir? 000000 Kuran-ı Kerim pek çok açıdan mucizelerle dolu bir kutsal kitaptır. Halen daha bilimin ve ilmin geldiği noktayı yıllar öncesinden belirtiyor olması bunun en büyük kanıtlarındandır. Aynı zamanda peygamberler dinin temelleri arasında yer alır. Kuran’da da pek çok peygamberin mucizesi ile ilgili ayetlere rastlamak mümkündür. Öyle ki ilk peygamberimiz olan Hz. Adem’den bu yana çok sayıda peygamber Allah tarafından yetkilendirilmiş, O’nun rızası ile bazı insanüstü vasıflar edinmiştir. Bunların sonuncusu ise hepimizin öncüsü olan, Allah’ın kulu ve elçisi olarak izinden yürüdüğümüz Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed ta kendisidir. Peygamberlikleri hasıl olduğunda o seçilmiş ve vasıflar edinmiş kişiler ’Ben peygamberim’’ dediklerinde halktan genellikle aynı ses yükselirdi. ’Sen peygambersen bize bir mucize göster de peygamber olduğuna inanalım ve görelim’’ şeklinde olan serzenişlerin ardından insanüstü olan yeteneklerini gösteren peygamberler halk arasında kanaat önderi olmayı başarmıştır. Böylece vasıfları olmayan ve peygamber olduğunu iddia eden sahtelerin ayrılması da halk tarafından mümkün hale getirilmiştir. Kuran-ı Kerim’de Geçen Peygamber Mucizeleri Aslında Kuran-ı Kerim’de pek çok peygamberin mucizesiyle ilgili ayet bulunmaktadır. Ancak burada çok ince bir çizgiden söz etmeden geçemeyiz. Mucize denilen olay insanlara özgü olan vasıfların ötesinde, üstün bir başarıya sahip olabilmek ve aynı zamanda bu hadiseleri gerçekleştirebilme yeteneğidir. Fakat peygamber mucizesi olarak anılıyor olsa da aslında tüm bu vasıflar peygamberlere Allah tarafından sunulmuştur. Dolayısıyla mucizenin asıl sahibi aslında Allah’tan başkası değildir. Peygamber mucizeleri olarak anılmalarına karşılık mucize yalnızca Allah’ın kullanabileceği, uygulayabileceği ve gösterebileceği bir fiildir. Bazı peygamberlerde de bunu halka göstermesi, onun kendisinin elçisi olduğunu ifade etmesi Allah tarafından mümkün kılınmıştır. Hangi Peygamber Hangi Mucizeyle Müjdelendi? Kuran-ı Kerim baz alındığında pek çok peygamberin ne gibi mucizelere imza attığını ayetlerle görebiliyoruz. Buna göre peygamberlerin halkı yönlendirebilmek için bu insanüstü yeteneklerini göstermeleri gerekiyordu. Allah ise onlara o vasfı verdi ve halkın görmesi için fırsat yarattı. Ayetlerde açıkça geçen peygamber mucizeleri arasında şunlar yer alıyor. Hz. Zulkarneyn Demirleri eriterek üzerine erimiş bakır dökmesi ve bunlarla bir set yapabilmesi onun mucizesidir. Hz. Davud Demiri yumuşatabiliyor olması Davud’un en büyük mucizesidir. Böylece büyük ve geniş zırhlar inşa edebilmiştir. Hayvanların dilinden anlaması, onlara hükmedebilmesi ile birlikte hayvanları ordusuna dahil etmiştir. Hz Süleyman Bakırı eriterek kaynaktan akıttığı bilinmektedir. Bu sayede de çok büyük havuz benzeri yapılar inşa edebildi. Taşınması neredeyse imkânsız kazanlar yaptı. Tapınaklar inşa etti. Ayrıca hayvanların dilini çözerek onları ordusuna kattığı bilinmektedir. Rüzgara hükmederek rüzgara binip iki ay sürecek yolculukları yalnızca bir günde tamamlayabiliyordu. Hz. Nuh Şimdilerde en önemli araçların başında gelen gemi sanayinin oluşumunda Hz. Nuh’un katkısı büyüktür. Çünkü suyun üzerinde inşa edilmiş bir geminin durabilmesinin ilk örneğidir. Hz. İbrahim Kendisi ateşe atıldığı anda karıncalar ateşi kaplayarak tamamıyla güllük gülistanlık bir zemine çevirmiştir. Yine Hz. İbrahim kazana atıldığında çeşit çeşit elbiseler o kazandan çıkmıştır. Hz. Yakub Hz. Yakub’un oğlu Hz. Yusuf’un nerede olduğunu kokusunu duyarak anlayabiliyordu. Zira kendisi gözleri görmemesine rağmen koku nakli açısından mucizevi anlar yaşatmıştır. Hz. Musa Meşhur asasını dilediği yere vurduğunda oradan su fışkırmasını sağlayabiliyordu. Günümüzde bunu sondaj makineleriyle ancak yapabiliyoruz. Hz. İsa Herhangi bir hastalıktan dolayı kendisine gelen hastaları tedavi eder, onları ölümün elinden kurtarırdı. Hz. Muhammed 7 kat semayı aşarak Miraca çıkan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed kalbi yarılmış, içerisi imanla, ilimle ve sonsuz hikmetle doldurulmuştur. Kuran’da Geçen Peygamberlerin Asıl Meslekleri Nelerdi? Kuran-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerin gerçek hayattaki meslekleri de merak ediliyor. Bu o dönemde bile ne kadar önemli kişiler olduklarını ve kanaat önderi olmayı ne kadar hak ettiklerini gösteriyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed dışında diğer peygamberler arasında da denizci, demir ustası, çoban, ziraatçı, hükümdar, hizmetkâr gibi pek çok farklı mesleğe mensup peygamber olduğunu görebiliyoruz. Hz. Âdem -AS- Çiftçilik yapardı. Aynı zamanda ilk ziraat mühendisi olduğu Şid -AS- Hallac ve kazzaz İdris -AS- Başarılı bir terziydi. İğneyi bulan, ona delik açarak içerisinden ip geçirerek terzilik mesleğini ortaya çıkaranların başında Nuh -AS- Aslında çobanlık yapıp ticarete atılmıştır. Ancak iyi bir denizcidir ve marangoz ustası olduğu için gemi yapımı ile denizciliğin piri olarak Hud -AS- Dönemin en iyi tüccarlarından birisi olarak ticarete yön Salih -AS- Deve yetiştiriciliği konusunda İbrahim -AS Kabe’yi inşa eden Eyüp -AS- Ziraat ile Lut -AS- Dönemin en yetenekli tarihçileri arasındaydı. Aynı zamanda seyyahların piri olarak İsmail -AS- Avcı olmasının yanı sıra tercümanlık Harun -AS- Vezirlik İshak -AS- ÇobanHz. Yakup -AS- ÇobanHz. Yusuf -AS- Saati icat eden kişi olarak bilinir. Aynı zamanda günümüzde toprak mahsulleri ofisi olarak işletilen kurumun temellerini de bizzat dönemsel olarak o Şuayb -AS- Ziraat ile Musa -AS- Çoban olmasının yanı sıra Hz. Şuayb’ın hizmetçiliğini Davut -AS- Demir ustasıydı. Zırh yapmak için demiri işler ve düzenli ordunun kurulmasına ön ayak Süleyman -AS- Hükümdar olmasının dışında bakır madenini işleyen ilk kişi olmasıyla da Zülkifl -AS- İlyas -AS- Dokuma ve iplik üzerine uzmanlığı Yunus -AS- Balıkçılık denildiğinde ilk akla gelen Üzeyr -AS- Bahçıvanlık yapardı. Hz. Lokman -AS- Doktorluğun, eczacılığın ilk örneği olarak sayılan İsa -AS- Başarılı bir marangoz olmasının dışında avcı kişiliği de Muhammed -SAV- Çobanlık yapan ve sonrasında ticarete de atılan peygamberimiz daha sonra İslam’ın yayılması için çalışmış ve hep cihad ile ilgilenmiştir. Hz. Âdem. Kur’an’da yer alan beyanlara göre Allah Teâlâ, Hz. Âdem’i, ilim, kudret ve iradesiyle tarihi belirtilmeyen bir süreçte insan türünün ilk ferdi olarak topraktan yarattı ve ona secde etmelerini meleklere emretti, melekler de bu emre itaat ettiği halde yanlarında bulunan ve cin taifesinden olan İblis bu emre isyan etti. Allah Teâlâ, rivayete göre uzun boylu olarak yarattığı Âdem’den eşi Havvâ’yı yarattıktan sonra imtihan etmek amacıyla onları cennete koydu, fakat İblis’in teşvik etmesi sonucu yasaklanan ağaçtan yiyerek ilahî buyruğa uymadıkları için oradan çıkarılıp yeryüzüne indirildiler ve yine rivayetlere göre Mekke’de bulunan Arafat’ta buluşup o bölgede yaşamaya başladılar. Bunun ardından Âdem, Allah’tan kelimeler vahiyler alınca tövbe etti ve ailesine peygamber olarak gönderildi. Hz. Peygamber’e atfedilen bir rivayette belirtildiğine göre Cenâb-ı Hak, Hz. Âdem’e on sayfaya denk gelen vahiyler vermiştir. Hz. Âdem’in ne kadar yaşadığı bilinmemektedir. Bazı rivayetlere göre 1000 yıla yakın ömür geçirdikten sonra ölmüş ve Mekke’deki Ebûkubeys dağında defnedilmiştir. Her ne kadar ilk peygamberin Hz. Âdem olmadığı konusunda eski ve yeni âlimlerce bazı farklı görüşler ileri sürülmüşse de âlimlerin çoğunluğuna göre Cenâb-ı Hak ilk peygamber olarak Âdem’i göndermiş, ona ilahî buyruklarını içeren kelâmını vahyetmiş, o da çocuklarına Allah’a iman etmeyi ve ibadette bulunmayı telkin etmiş, ayrıca dünyada yapılan amellere âhirette mükâfat veya ceza verileceğini bildirmiştir. Âdem’in vahiy aldığı ve peygamber seçildiği Kur’an’da şöyle belirtilmiştir “Âdem rabbinden bazı kelimeler aldı ve hemen tövbe etti. Şüphesiz O tövbeleri kabul eden ve rahmeti geniş olandır.” “Allah, Âdem, Nûh, âl-i İbrâhim ve âl-i İmrân’ı peygamber seçerek âlemlere üstün kıldı.” Allah’ın diğer peygamberler hakkında kullandığı seçme ıstıfâ tabirini Hz. Âdem hakkında da kullanması, ona “kelimeler” vermesi ve adını peygamberler sınıfının başında zikretmesi, onun ilk peygamber olduğunu kanıtlamaktadır. Hadisler de bu gerçeği teyit etmektedir. Hz. İdrîs. Hz. Âdem’den sonra gönderilen bir peygamber olup, Mısır’da doğduğu rivayet edilmiştir. Nakledildiğine göre terzilik yapmış, yazı yazmayı ilk defa o öğretmiş, hesap ve yıldız ilmiyle meşgul olmuştur. Kur’an’da Allah nezdinde yüce bir makama yükseltilen, zorluklara karşı sabırlı ve sâlihlerden olan bir peygamber olarak tanıtılır. Kendisine otuz sahifeden ibaret bir ilahî kitap verilmiş, tartma ve ölçme, hesap, tıp, terzilik, ziraat, silâh imalâtı, astronomi gibi dallarda bilgiler öğretmiş ve yazıyı icat etmiştir. Hz. Peygamber’in mîraç yolculuğu sırasında gök katlarında gördüğü peygamberler arasında adı geçer ve çoğu rivayetlerde onu dördüncü kat gökte gördüğü belirtilir. Kur’an’da bu hususta şöyle buyurulmaktadır “Kitapta İdrîs’i de an! Gerçekten o çok doğru bir insan ve peygamberdi. Biz onu üstün bir makama yükselttik.” Bu ifadelerin, İdrîs’in nübüvvetini gösterdiğini, üstün makamın da mânevî olduğunu söylemek gerekir. Hz. Nûh. Hz. İdrîs’in torunu Lamek’in oğlu olup, putlara tapan kavmine peygamber olarak gönderilmiş ve kendisine kavmini hidayete sevkedici vahiyler verilmiştir. Ancak kötülükte ısrar eden toplumları asırlarca yorulmadan tevhit inancına ve iyiliğe çağırmasına rağmen onlar bu davete karşı kulaklarını tıkayıp Nûh’un peygamberliğini reddetmiş, davetine uyanları küçümsemiş, kendisini sapıklıkla, hatta delilikle itham edip taşa tutma tehdidinde bulunmuştur. Ulülazm peygamberlerden olan Hz. Nûh, Cenâb-ı Hak’tan, kavmine karşı yardım niyazında bulunmuş, O da büyük bir gemi yapmasını ve müminlerin yanı sıra çevresindeki her hayvandan bir çifti gemiye bindirmesini emretmiş, ardından Nûh’un kavmini Mezopotamya bölgesine yayılan tûfanla helâk etmiş ve gemisini bir ibret nişanesi olarak Cûdî dağına kondurmuştur. Hz. Nûh, 950 veya 1300 yıllık bir ömrün ardından vefat etmiştir. Hz. Hûd. Hz. Nûh’un beşinci kuşak torunlarındandır. Güney Arabistan’ın Yemen bölgesinde ve Hz. Nûh’un kavminden sonra ortaya çıkan ve zenginliğiyle meşhur olan Âd kavmine gönderilmiş bir peygamberdir. Hz. Hûd, putlara tapmaktan vazgeçmeye ve yalnızca Allah’a kul olmaya davet etmekle görevlendirilmiş bir peygamber olduğunu, davetine uymayanların ilahî cezaya mâruz kalacağını Âd kavmine ısrarla söylemiş, fakat sürekli inkârla karşılanmıştır. Nihayet Âd kavmi korkunç bir rüzgâr felâketiyle helâk edilmiştir. Hûd’un bundan sonra Mekke’ye gidip orada vefat ettiği rivayet edilirse de Yemen’deki Şihr bölgesinde yaşadığı ve kabrinin Hadramut’ta Berehut vadisinde bulunduğu kabul edilir. XIX. yüzyılda bulunan milâttan önce 1800 yılına ait bir kitâbede Hz. Hûd’un şeriatından söz edilir. Hz. Sâlih. Soyu Hz. Nûh’a dayanır. Eski Arap kavimlerinden Semûd kabilesine peygamber olarak gönderilmiştir. Âd kavminden sonra gelen Semûd toplumları zamanla putlara tapmaya başlayınca Cenâb-ı Hak, Sâlih’i peygamber olarak göndermiş, o da onları putperestliği terkedip tevhit inancını benimsemeye ve yalnızca Allah’a tapmaya davet etmiştir. Nübüvvetinin delili olarak kendisine deve mûcizesi verilmiştir. Bir kayadan ortaya çıkan deve, kavmin tamamının içtiği kadar su içen ve içtiği su kadar süt veren yönüyle tam bir mûcize konumundadır. Buna rağmen küçük bir grubun dışında Semûd kavmi, Hz. Sâlih’in nübüvvetini inkâr edip deveyi öldürünce, korkunç bir gürültü ve yıldırımları izleyen şiddetli bir sarsıntı ile helâk edilmiştir. Ardından Hz. Sâlih’in müminlerle birlikte Mekke’ye veya Filistin’e göç ettiği nakledilir. Hz. İbrâhim. Tevrat’ta yer alan bilgilere göre soyu Hz. Nûh’a ulaşır. Hz. İbrâhim, tahminen milâttan önce XX. yüzyılda Güneydoğu Anadolu’yu içine alan ve Keldânîler devrinde Ur şehri olarak bilinen coğrafyada doğmuştur. Putperestlere ait tapınakların bulunduğu Ur şehrinde iken peygamberlikle görevlendirilmiş ve kendisine ilahî kitap olarak sahifeler verilmiştir. Ulülazm peygamberlerden biri olan İbrâhim, kavmini tevhit inancına çağırıp mücadelede bulunduktan bir müddet sonra eşi Sâre ve yeğeni Lût ile birlikte Harran’a, oradan da Mısır’a ve Filistin’e gitmiş, güvenlik amacıyla Mısır’da eşini kız kardeşi olarak tanıtmak zorunda kalmıştır. Burada seksen altı yaşında iken çocuğu olmadığı için eşi Sâre tarafından câriyesi Hacer ile evlendirilmiş ve ondan oğlu İsmâil doğduktan sonra doksan dokuz yaşında iken de Sâre’den oğlu İshak dünyaya gelmiştir. Allah’tan aldığı vahiyler sonucu eşi Hacer ile oğlu İsmâil’i Mekke’ye götürmüş, burada İsmâil ile birlikte Kâbe’yi inşa etmiş ve soyundan peygamber göndermesi için Cenâb-ı Hakk’a niyazda aleyhisselâm, nübüvvetinin Hz. İbrâhim’in bu duasıyla ilişkisine temas etmiştir. Kavmini puta tapmaktan vazgeçip Allah’a inanmaya ve ibadet etmeye yöneltmek amacıyla aklî ve tecrübî deliller ortaya koymasına rağmen Nemrut tarafından yakılan ateşe atılmış ve bir mûcize eseri olarak ateş onu yakmamıştır. Bu konuya Kur’an’da şöyle temas edilmiştir “Ey ateş! İbrâhim’e karşı serin ve zararsız ol!” Böylece yakma özelliğini ateşte yaratan Allah, bu defa onda soğuk olma özelliği yaratarak elçisini, Nemrut’un zulmüne karşı korumuştur. Hz. İbrâhim’in eşi Sâre 127 yaşında, kendisi ise 175 yaşında iken Filistin’de Halîl diye anılan Hebron’da vefat etmiştir.[ Hz. Lût. Hz. İbrâhim’in yeğeni olup, peygamberliğine iman ettiği amcası Hz. İbrâhim ile birlikte yaşamış, gittiği yerlere onunla birlikte gitmiştir. Ölüdeniz’in güneyinde bulunan ve cinsel sapıklığa düşen Sodom ile Gomore halkına peygamber olarak gönderilmiş, kavmini cinsel sapıklıktan vazgeçmeye ve Allah’ın buyruklarına uymaya davet etmiştir. Davetini kabul etmeyen kavmini helâk etmek üzere Cenâb-ı Hakk’ın insan suretinde gönderdiği melekler önce Hz. İbrâhim’e uğrayarak Lût’un kavmine gönderildiklerini ona haber vermiş, daha sonra Hz. Lût’a misafir olmuşlardı. Hz. Lût’un müminlerle birlikte bölgeden ayrılmasının ardından melekler sabaha karşı şehrin altını üstüne getirip taş yağmuruna tutmak suretiyle Sodom halkını yok etmiştir. Olayı tasvir eden âyetin metni şöyledir “Buyruğumuz gelince oranın altını üstüne getirdik ve üzerine de rabbinin katından işaretli olarak yığın yığın taş yağdırdık.” Hz. İsmâil. Hz. İbrâhim’in ikinci eşi Hacer’den dünyaya gelen ve peygamber olarak seçilen ilk oğludur. Muhtemelen milâttan önce XIX-XVIII. yüzyıllarda yaşamıştır. Küçük yaşta annesiyle birlikte Mekke’de Beytülmuharrem’in Kâbe yanında yaşamaya başlamıştır. Kitâb-ı Mukaddes’teki beyanlara göre Mısırlı, İslâmî kaynaklara göre ise Cürhûm kabilesinden bir kadınla evlenmiş, on iki oğlu ve bir kızı olmuştur. Müslüman âlimlere göre babasının gördüğü rüya üzerine Allah için kurban edilmeye razı olunca ilahî imtihanda başarılı olmuş ve onun yerine koç kurban edilmiştir. Hıristiyanlara göre ise kurban edilmesi istenen kişi, Hz. İsmâil değil, kardeşi Hz. İshak’tır. İsmâil, babası Hz. İbrâhim’le Kâbe’yi temelleri üzerinden inşa etmiştir. Ömrünün sonuna kadar Kâbe’ye nezaret etmiş ve hac ibadetinin yerine getirilmesinde hacılara hizmette bulunmuştur. Cürhûm, Amâlika ve Yemen halkına peygamber olarak gönderilmiş ve Allah’tan aldığı vahiyleri onlara tebliğ etmiştir. 137 yaşında vefat edip Hicr’de bulunan annesinin kabri yanında defnedilmiştir. Hz. İshak. Hz. İbrâhim’in ilk eşi Sâre’den dünyaya gelen ve peygamber olarak seçilen ikinci oğludur. Muhtemelen milâttan önce XIX-XVIII. yüzyıllarda yaşamıştır. Kitâb-ı Mukaddes’te verilen bilgilere göre kardeşi İsmâil gibi kurban edilmekle imtihana tâbi tutulmuş ve buna rıza gösterince kendisinin yerine bir koç kurban edilmiştir. Filistin bölgesi halkına peygamber olarak gönderilmiş ve aldığı vahiyleri kavmine tebliğ etmiştir. Hz. Yâkub. Hz. İbrâhim’in torunu ve Hz. İshak’ın oğludur. Tevrat’taki açıklamalara göre bir diğer adı İsrâil’ İshak’ı Filistin’in Halîl bölgesinde defnettikten sonra Kenan diyarına yerleşmiştir. Yaşadığı bölge halkına peygamber olarak görevlendirilmiş ve Allah’tan aldığı vahiyleri kavmine tebliğ etmiştir. Rivayetlere göre Mısır’da vefat etmiştir. Hz. Yûsuf. Hz. Yâkub’un oğlu olup, İsrâiloğulları’na gönderilen peygamberlerdendir. Mezopotamya’da doğmuş, on yedi yaşındayken kardeşleriyle birlikte çobanlık yapmıştır. Mısır’da Firavun’un harem ağası Potifar’ın ev işlerini yürütmekle görevli bulunduğu sırada Potifar’ın eşi Züleyha, Hz. Yûsuf’la beraber olmak istemiş, bunu reddedince, kendisine iftira atmış ve bu sebeple hapse konulmuştur. Mısır kralının gördüğü rüyayı yorumlamasının ardından hapisten çıkarılmış ve kralın ikinci adamı olarak görevlendirilmiştir. Mısır’da vefat etmiştir. Hz. Yûsuf, Mısır halkına peygamber olarak gönderilmiş ve çeşitli mûcizeler göstermiş, İbrâhim, İshak ve Yâkub’un dinine uyduğunu söyleyerek kavmini tevhit inancını benimsemeye davet etmiştir. Bu hususla ilgili âyetin metni şöyledir “Andolsun ki Mûsâ’dan önce Yûsuf da size açık deliller getirmişti ve onun size getirdiği şeyler hakkında şüphe edip durmuştunuz. Nihayet o vefat edince, Allah ondan sonra peygamber göndermez.’ dediniz. İşte Allah o aşırı giden şüphecileri böyle saptırır.” “Yûsuf dedi ki Atalarım İbrâhim, İshak ve Yâkub’un dinine uydum. Allah’a herhangi bir şeyi ortak koşmamız bize yaraşmaz. Bu, Allah’ın bize ve insanlara olan lûtfundandır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.” Hz. Şuayb. Hz. İbrâhim veya Lût’un soyundan olup, Hz. Sâlih’ten sonra ve Hz. Mûsâ’dan önce gelen peygamberlerdendir. Kuzeybatı Arabistan ve Akabe körfezinin doğu kıyılarındaki bölgede yaşayan ve Araplar’dan oluşan Medyen ile Eyke halkına peygamber olarak gönderilmiştir. Allah’a iman ve itaat edip peygamberliğini tasdik etmeye ilişkin daveti reddedilince şiddetli bir deprem ve korkunç bir gürültünün sonunda kavmi helâk edilmiştir. Hz. Eyyûb. Kaynaklarda yer alan rivayetlere göre soyu baba tarafından Hz. İshak’a, anne tarafından da Lût’a ulaşır. Hz. Yâkub’un kızı veya Yûsuf’un torunuyla evlenmiştir. Edom bölgesinde veya Ölüdeniz’in güneydoğusunda yaşamıştır. Hz. Yâkub veya Yûsuf ile aynı çağda yaşamış ve bölge halkına peygamber olarak gönderilmiştir. Yakalandığı hastalığa karşı sabretmesiyle tanınan Eyyûb’un 93 veya 140 yıl yaşadığı rivayet edilir. Hz. Zülkifl. Hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Kur’an’da adı diğer peygamberle birlikte anıldığından onlardan biri olarak kabul edilir. İsrâiloğulları’na peygamber olarak gönderilmiş ve Elyesadan sonra nübüvvetle görevlendirilmiştir. Hayatına dair yeterli bilgi bulunmadığından değişik şahsiyetlerle ilişkilendirilmiştir. İslâm âlimlerinin çoğunluğunca peygamber olarak kabul edilmiştir. Hz. Mûsâ. Mısır’da yaşayan İsrâiloğulları’ndan Levi kabilesine mensup olan Hz. Mûsâ, dört büyük ilahî kitaptan Tevrat’ı getirmiştir. Tahminen milâttan önce XIII. yüzyılda Mısır’da doğmuştur ve Mısır kralı Firavun’un muhtemelen II. Ramses sarayında yetişmiştir. Kırk yaşında iken bir görevle doğuya gönderilince soydaşı olan İsrâiloğulları ile görüştükten sonra buradan Medyen’e gidip orada evlenmiş ve iki oğlu olmuştur. Medyen’deki ikametinin kırkıncı yılında peygamber olarak görevlendirilmiş ve aldığı vahiyler doğrultusunda Mısır’a dönüp kendisinin peygamber seçildiğini Firavun’a söylemiş ve Ondan İsrâiloğulları’nı serbest bırakmasını istemiştir. Firavun’un talebi üzerine Allah’ın izniyle başta asâ olmak üzere çeşitli mûcizeler göstermiştir. Firavun ve ordusuyla giriştiği mücadelede ilahî yardımlara mazhar olmuş, kendisi ve beraberindeki İsrâiloğulları, denizin yarılması sayesinde buradan geçerek kurtulmuş, Firavun ve taraftarları ise boğulmuştur. Ulülazm peygamberlerden olan Hz. Mûsâ, Sînâ dağında aldığı sahîfelerle kendisine ilahî kitap olarak verilen Tevrat’ı İsrâiloğulları’na tebliğ etmiş, aynı zamanda Hz. Muhammed’in peygamberliğini de müjdelemiştir. Hz. Hârûn. Hz. Mûsâ’nın kardeşi olup, İsrâiloğulları’na gönderilen bir peygamberdir. Muhtemelen Mısır Kralı I. Seti zamanında milâttan önce XIII. yüzyılda Mısır’da doğmuştur. Hz. Mûsâ’nın nübüvvetle görevlendirilmesinden sonra ona yardım etmesi için peygamber olarak seçilmiş ve Allah’tan vahiyler alıp İsrâiloğulları’na çeşitli mûcizeler göstermiştir. Mısır Kralı Firavun’a Hz. Mûsâ ile birlikte gönderilmiş ve bütün mücadelelerinde Mûsâ’ya yardımcı olmuştur. Hz. Dâvûd. Soyu Hz. İbrâhim’e varan ve İsrâiloğulları’na gönderilmiş bir peygamberdir. Kendisine verilen Zebur, dört büyük ilahî kitaptan biridir. Babasının adı Yesse’dir. Soyu onuncu kuşakta Hz. Yâkub’a varır. Milâttan önce 1100 yılı civarında doğmuş ve tarih biliminde Demir çağı olarak bilinen çağda yaşamıştır. Hükümdar olan kayınpederi Saul’ün ölmünden sonra otuz yaşındayken yerine geçmiş ve peygamberlikle görevlendirilmiştir. Hükümranlığı Filistin’de merkezîleşen geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Aldığı vahiyler sayesinde demiri yumuşatıp işlemeyi ve zırh yapmayı öğrenmiştir. İnsanlar arasında adaletle hükmeden ve ilahî buyrukları tebliğ eden Hz. Dâvûd, Kudüs’te vefat edip orada defnedilmiştir. Hz. Süleyman. İsrâiloğulları’na gönderilen ve aynı zamanda hükümdarlık yapan peygamberlerden biridir. Hz. Dâvûd’un oğludur. Kudüs’te doğmuş ve sarayda yetişmiştir. Babasının sağlığında milâttan önce X. yüzyıla yakın bir zamanda ve rivayetlere göre on dört veya yirmi yaşındayken hükümdar olmuş, kırk yıl hükümdarlık yaptıktan sonra elli üç veya altmış yaşında vefat etmiş ve Kudüs’te defnedilmiştir. Erimiş bakır madeninin onun için sel gibi akıtıldığına dair Kur’an’da yer alan beyanlar, arkeolojik verilerce doğrulanmıştır. Putperest kavimleri tevhide davet etmiş ve Güney Arabistan’da bulunan Sebe melikesi davetine icabet etmiştir. Hz. İlyâs. İsrâiloğulları’na gönderilen peygamberlerden olup, Kitâb-ı Mukaddes’te adı İlyâ olarak geçer. Kaynaklarda verilen bilgilere göre Hz. Hârûn’un üçüncü kuşak torunudur. Milâttan önce IX. yüzyılda putlara tapan ve halkını buna zorlayan İsrâil Kralı Ahab döneminde yaşamış, kralın put tapınağı yapmasından sonra nübüvvetle görevlendirilmiş, onu ve kavmini tevhit inancına davet etmiştir. Hz. Elyesa. İsrâiloğulları’na gönderilmiş bir peygamber olup, dördüncü kuşak torunlarındandır. Milâttan önce VIII. yüzyılda yaşamıştır. Ahd-i Atîk’te adı Elişa diye geçer, İslâm kaynaklarında ise Elyesa b. Ahtûb b. Acûz diye zikredilir. Hz. İlyâs tarafından ilahî emirle kendisine halef olarak seçilmiştir. Kur’an’da adı diğer peygamberlerin yanında zikredilmekle birlikte hakkında herhangi bir bilgi yer almamıştır. Ancak Kitâb-ı Mukaddes’te, gösterdiği pek çok mûcizeden söz edilir. Hz. Yûnus. İsrâiloğulları soyundan gelen bir peygamber olup, Hz. Elyesadan sonra nübüvvetle görevlendirilmiştir. Kur’an’da kendisinden “Zünnûn” ve “Sâhibülhût” diye söz edilmiştir. Kötü yolda giden ve Asurlular idaresinde yaşayan Ninevâ Ninova halkını ilahî azapla tehdit etmiş, bunun bir kısmı gerçekleşince kavmi ona iman etmiş ve hidayet yoluna girmiştir. Hz. Üzeyir. Meşhur görüşe göre İsrâiloğulları’na gönderilen peygamberlerdendir. Milâttan önce IV. yüzyılda yaşamıştır. Hz. Mûsâ’dan sonra unutulan Tevrat’ı Cenâb-ı Hak ona öğretmiş, o da bunu muhafaza ederek yazılı hale getirmiştir. Bundan dolayı yahudiler onu Allah’ın oğlu olarak isimlendirmiştir. Hz. Zekeriyyâ. İsrâiloğulları’na gönderilmiş bir peygamber olup, Hz. Süleyman’ın soyundandır. Milâttan önce I. yüzyılda Kudüs’te doğmuş, marangozluk yaparken peygamberlikle görevlendirilmiştir. Hz. Îsâ’nın teyzesiyle evlenmiş ve yaşlılık döneminde ondan Yahyâ dünyaya gelmiştir. Hz. Îsâ’nın annesi Meryem’i Mescid-i Aksâ’da eğitmiş ve daha sonra himayesi altına almıştır. Yahyâ’nın öldürülmesinden sonra onun da öldürüldüğü nakledilir. Hz. Yahyâ. İsrâiloğulları’na gönderilmiş bir peygamber olup, Zekeriyyâ’nın oğludur. Annesi Elizabet Hz. Hârûn’un soyundan gelir. Babası doksan yaşında, annesi de hem yaşlı, hem de kısır olmasına rağmen mûcizevî bir şekilde doğmuştur. Teyzesinin oğlu olan Hz. Îsâ’nın doğumundan altı ay sonra dünyaya geldiği nakledilir. Milâttan yirmi altı yıl sonra peygamber olarak görevlendirilmiş ve Hz. Îsâ’nın geleceğini müjdelemiştir. Peygamberlik görevinin üçüncü yılında Kral Hiredos tarafından Kudüs’te veya Şam’da öldürüldüğü rivayet edilir. Hz. Îsâ. Allah’ın İsrâiloğulları’ndan seçip İncil’i vahyettiği ve Hz. Muhammed’in nübüvvetini onun vasıtasıyla müjdelediği bir peygamberdir. Ulülazm diye nitelenen beş büyük peygamber arasında yer alır. Annesi yoluyla soyu Hz. Hârûn’a ulaşır. İnciller’de onun hakkında Hz. Dâvûd ve İbrâhim’e varan bir soy kütüğüne yer verilir. İbn Meryem ve Mesîh diye de anılır. Annesi Meryem’in yaşadığı yere nispetle Nâsıralı olarak da tanıtılır. Tercih edilen görüşe göre milâttan önce 4 veya 6 yılında doğmuştur. İffetli bir kadın olan annesi Meryem, herhangi bir erkekle ilişki içinde olmadığı hâlde onu babasız olarak dünyaya getirmiştir. Otuz yaşındayken peygamberlikle görevlendirildikten sonra kendisine vahyedilen İncil’deki ilahî buyrukları Kudüs’te bir yahut üç yıl boyunca kavmine tebliğ etmiş ve pek çok mûcize göstermiştir. Kudüs’te başkâhin Kayafa’nın teşebbüsüyle yapılan toplantıda öldürülmesi kararlaştırılmıştır. Hıristiyanlara göre yahudiler ile Romalılar birlikte hareket ederek Hz. Îsâ’yı çarmıha germek suretiyle öldürmüşler, sonra tekrar diriltilip göğe yükseltilmiştir. Ancak Kur’an’da Hz. Îsâ’nın bu şekilde öldürüldüğüne ilişkin iddialar reddedilmiş, muhaliflerinin gerçekte onu öldürmediği ve fakat Allah tarafından ruhu kabzedilip nezdine yükseltildiği bildirilmiştir. Allah’ın yarattığı bir insan ve O’na kulluk yapan bir peygamber olmasına rağmen hıristiyanlar, ona tanrılık nispet etmiştir. Hz. Muhammed. Geçmiş bütün peygamberlerle ilahî kitapları doğrulayan ve nübüvveti kıyamete kadar devam edecek olan son peygamberdir. 571 yılında Mekke’de doğmuştur. Babası Kureyş kabilesinden Abdullah b. Abdülmuttalib, annesi Âmine’dir. Küçük yaşta yetim kalarak dedesi Abdülmuttalib’in yanında yetişmiştir. Kırk yaşında peygamberlikle görevlendirilmiş ve yirmi üç yıllık bir süreçte Kur’an’ı vahiy yoluyla ve Cibrîl vasıtasıyla Allah’tan alıp peygamberliğinin mûcizesi olarak göstermiştir. Kavmi tarafından öldürülmek istenince Mekke’den Medine’ye hicret etmek zorunda kalmıştır. Allah katında yegâne geçerli din olan İslâm’ı, kavminin bütün muhalefetine rağmen kısa zamanda tebliğ edip yaymayı başarmıştır. Ordusu, insan sayısı ve teçhizat açısından düşmanlarından çok zayıf olduğu halde inkârcı Mekkeliler’ce mecbur edildiği savaşlarda mûcizevî bir şekilde galip gelmiştir. Sadece Araplar’ı değil, çevresindeki bütün insanları İslâm dinine davet etmiştir. Altmış üç yaşında iken 632 yılında Medine’de vefat etmiştir. 1447 Son Güncelleme 0036 TAKİP ET Rivayetlere göre özellikle inanmayanlara Allah'ın varlığını ispatlama noktasında doğa üstü güce ihtiyaç duyan peygamberler, hastalık ve yokluk konusunda da mucize gerçekleştirmiş. İşte aklınızda yer edecek o olaylardan bazıları... Peygamberlerin mucizeleri HZ. ADEM MUCİZESİ Çamurdan yaratılan ilk insan. Tüm insanların babasıdır. Yırtıcı, vahşi hayvanlarla konuşurdu. Susuz dağ ve taşlara elini vurunca, pınarlar fışkırır, temiz sular akardı. Eline aldığı ufak taşlar, yüksek sesle Allah'ı zikrederdi. Adem Aleyhisselam'ın yaratılması, cennette kalması, cennetten çıkarılarak yeryüzüne indirilmesi, Kur'an-ı Kerim'de çeşitli ayet-i kelimelerde bildirilmiştir. HZ. ELYESA'NIN MUCİZELERİ Eriha şehri ahalisinin içme suları acılaşınca bunu duyan Hz. Elyesa, acılaşan suyun içine bir parça tuz atıp, 'Tatlı ol!' demiş. Bunun üzerine su, tatlı ve lezzetli olmuş. Borçlu ve dul bir kadın, Hz. Elyesa'ya fakirliğinden şikayetçi olmuş. Hz. Elyesa, fakir kadına; 'Evinde neyin var?' diye sormuş. 'Bir kaşık kadar yağım var' cevabını alınca ise; 'Git o yağı bir kabın içine koy.' demiş. Fakir kadın, kabu yağın içine koymuş. Yağ bir anda artmaya başlamış. O kadar fazla yağ birikmiş ki evdeki tüm kaplar yağ ile dolmuş. Fakir kadın, bu sayede borçlarını ödemiş hatta sattığı yağ sayesinde zengin olmuş. HZ. EYYÜB'ÜN MUCİZELERİ Hz. Eyyüb, ayağını yere vurmuş. Yerden biri sıcak, biri soğuk iki pınar fışkırmış. sıcak suda yıkanınca bedenindeki, soğuk sudan içince ise içindeki hastalıklardan kurtulmuş. Kuvveti geri gelmiş, gençleşmiş. Elinden alınmış olan mallarını Allah Hz. Eyyüb'e geri iade etmiş. Çok sayıda çocuğu olmuş. Hatta ölmüş olan oğlu dahi dirilmiş. Hz. Eyyüb'ün duası bereketi, koyunların yünleri ibrişim olutmuş. "Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir." Al-i İmran Suresi, 1 "Buna rağmen daha önceki toplumlara da nice peygamberler göndermiştik." Zuhruf Suresi, 6 Ey Muhammed! And olsun, senden önce de birçok peygamber gönderdik. Sana onların kimini anlattık, kimini de anlatmadık." Mümin suresi 78 “Her kavmin bir hidayet davetçisi vardır.” Ra’d, 7“Her ümmetin bir peygamberi vardır” Yunus, 47 Onlara o şehir sahihlerini misâl getir. Hani oraya elçiler gelmişti. Biz o zaman kendilerine iki elçi göndermiştik de onları tekzîb etmişlerdi. Biz de bir üçüncü ile bunları kuvvetlendirmiştik ve 'Biz size gönderilmiş elçileriz demişlerdi.Yasin13,14,15,16,17 Kuranda ismi geçen 25 peygamber vardır. Peygamberİlk AtaToplulukBölgeDönem آدم Yok إدريس نوح Kavmi هود ÂDAhkaf Yemen,Umman 3000 صالح 2500 إبراهيم KavmiBabil,Irak, 2000 لوط KavmiSodom Ürdün 2000 إسماعيل 1900 إسحاق 1890 شعيب ve EYKEAkabe Körfezi,Yemen, 1850 يعقوب Filistin 1830 يوسف 1750 أيوب KavmiÜrdün-Suriye 1770? موسى 1550 هارون Tih 1550 داود Filistin, 1000 سليمان 900 إلياس KavmiBaalbek, 900 اليسع 850 يونس KavmiNinova,Musul, 800 ذو الكفل 550? زكريا 50 يحيى 20 عيسى 20 محمدİsmail 610 Kur'an da ismi geçip de peygamber olup olmadıkları kesin olmayanlar 1. Hz. Zülkarneyn 2. Hz. Uzeyr 3. Hz. Lokman Kuranda ismi geçen peygamberlerin isimleri kaç defa geçmektedir? Âdem 25 İdris 2 Nuh 43 Hud 10 Salih 8 İbrahim 69 Lût 27 İsmail 12 İshak 15 Yakup 16 Yusuf 27 Eyyub 4 Şuayb 11 Musa 136 Harun 20 Davud 16 Süleyman 17 Zülkifl 2 Yunus 4 İlyas 3 Elyesa 2 Zekeriyâ 7 Yahya 5 İsa 25 Muhammed 4 Zülkarneyn 3 Hızır ismi yok Lokman 2 Uzeyr 1 Kaç peygamber var? Sahabeden Ebu Zerr el-Gıfari şöyle anlatır Ben Hz. Rasulullah’a “Ey Allah’ın Rasulü! Nebilerin ilki hangisidir?” diye sordum. “Adem’dir.” buyurdu. Ben tekrar “O Nebi miydi?” diye sordum, “Evet o, Allah ile bizatihi konuşmuş bir Nebi idi.” dedi. Ben “Ey Allah’ın Rasulü, peygamberlerin sayısı kaçtır?” diye sordum; “Yüzyirmidörtbindir.” buyurdular. Suyutî ed-Dürrü’l-Mensur 1/125 Kuranda ismi geçmeyip , peygamber olduğu hadis veya rivayetlerle bildirilenler İSMİ KAYNAĞI Şit İslami Ebu Zer Gıffari'den nakledilen hadisTaberî-Tarih c. 1 ,s. 161, Ebû Nuaym-Hilyetülevliya c. 1 ,s. 167, Zemahşerî-Keşşaf Mes'ûdî-Murucuzzeheb Taberî-Tarih İbn Esîr-Kâmil vb. Yahudi ? Danyal -Daniel İslami rivayet edilen olay Taberi tarihi - Sâlebî Arais Yahudi Tanah Kalib Caleb bin YufnaYufenna İslami Kehf60'da bahsedilen kişi olduğu iddia edilir Sâlebî Arais Yahudi Tanah Hezekiel Hızkıl İslamiBakara243'de bahsedilen olayı yaşadığı iddia edilir Taberi tarihi - Sâlebî Arais - vb. Yahudi Tanah İşmoil Şem’un, Şemuyel, İşmuyel,Samuel İslamiBakara 246247248'de bahsedilen peygamber olduğu iddia edilir Taberi tarihi - Sâlebî Arais - vb. Yahudi Tanah Şeya İşeya , Yeşeya İslamiŞia kaynaklarında "İmam Rıza’nın Tüm Din Temsilcilerini Mağlup Ettiği Münazarası" şeklinde geçen rivayette ismi 15/174, 2. Bö-lüm; Tabakat'ul Kubra, 1/360; A'nisu'l A'lam, 48-186 Yahudi Tanah Haykuk İslamiŞia kaynaklarında "İmam Rıza’nın Tüm Din Temsilcilerini Mağlup Ettiği Münazarası" şeklinde geçen rivayette ismi 15/174, 2. Bö-lüm; Tabakat'ul Kubra, 1/360; A'nisu'l A'lam, 48-186 Yahudi ? İrmiya Yeremya İslamiBakara259'da bahsedilen olayı yaşadığı iddia edilir aynı ayet Uzeyr içinde delil sayılmaktadır, çelişkili Taberi tarihi - Sâlebî Arais - vb. Yahudi Tanah Cercis cerciz, circis İslamiRivayet, kaynak zayıf Taberi tarihi St Goorge'un İslam'a uydurulmasına benziyor Yahudi ? Hırıstıyan St Goorge'un hayatı Şemun şemsun İslami"el-Vâhidî, Kitabu’l-Megazî, s. 486" eserde rivayet edilen zayıf hadis Yahudi ? Hırıstıyan ? HÂLİD b. SİNAN İslami Hâkim, II, 598-599.İbn Kesir, el-Bidâye, II, 212 kitaplarındaki zayıf hadis Yahudi ?

kuranda adı geçen peygamberler ve mucizeleri