Pagan yöntemi ve süryani tarzı ile medyum dolunay. bu yöntemi daha önce hiç denemediğim için amansızca ümit ile herşeyi yapmaya hazırdım bahsettiklerinden sonra körü körüne inanmaktan başka çağrem yoktu çünkü ender bir yöntem herhangi bir medyumun ben pagan süryani gibi zor methodları uygulayabilceğine inanmazdım bir
AROMATİKYAĞLAR HAKKINDA GENEL BİLGİ. Aromatik veya uçucu yağ,bitkilerde bulunan kokulu ve kolayca gaz haline gelebilen bileşiklerdir.Aromatik yağların bitkilerin yaşam gücünü içerdiğini söyleyebiliriz. Kimyasal olarak,alkol, aldehid,keton,fenol,terpenes,sesqiterpenes,eter ve ester'den oluşurlar. Bitkiler bu uçucu yağları
Kliniklaboratuvarcılık alanında uzmanlaştığımız 24 yıllık sürecimizin sonunda başta rutin biyokimya, hematoloji, hormon , protein, enzim, koagülasyon testleri olmak üzere hastalarımıza tıbbi laboratuvar hizmeti veriyoruz. Bireysel hastalarımızın dışında 100 den fazla saygın kuruma gerek laboratuvarımızda gerek yerinde
Dr. Campbell-McBride’ın kitabı; gelişimsel engelleri ve diğer bazı hastalıkları olanların sindirim sistemi bozukluklarının anlaşılması ve tedavisi açısından önemli bilgiler ve iç görüler sağlıyor. İleri seviyedekiler için derinlemesine bilgi sağlarken, başlangıç seviyesindekiler için de temel bilgiler içeriyor.
Nükleoplasti bel ve boyun fıtığı tedavisi için geliştirilmiş ameliyat dışı girişimsel bir yöntemdir. Nükleoplasti, anlam olarak diskin merkezinde yer alan jel kıvamındaki madde olan nükleus pulpozus’un (disk çekirdeğinin) çıkarılmasıdır. Diskin dış yüzünü anulus adı verilen soğan zarı gibi bir kemer sarar.
İlişki analizi iki kişinin doğum haritası ile bakılan bir yöntemdir. Bu haritalar astroloji programlarında üst üste konur ve iki kişinin gezegenlerinin birbirleri ile yaptığı açılar incelenir. Hangi gezegenler karşı tarafın ve sizin hangi evinize düşüyor buna bakılır. Tabi öncelikle bireylerin doğum haritası da incelenir.
IhqYbp. Dr. Burcu Özbakır insanların artık istedikleri zaman ve istedikleri kadar çocuk sahibi olabilmelerine olanak sağlayan doğum kontrol yöntemlerinin günümüzde gelişme gösterdiğini, bir yıl boyunca korunmadan, düzenli cinsel birliktelikte bulunan her 100 çiftten 85’inin gebe kaldığını, bu nedenle çocuk sahibi olmayı düşünmeyen bireylerin ve çiftlerin gebeliği önlemek amacıyla bir uzman kontrolünde, kendileri için en uygun yöntemi seçmesi gerektiğini ifade etti. Doktora danışılarak uygulanmalı Ülkemizde doğum kontrolü ile ilgili bilinçli olduğu düşünülen bir kitle olduğu düşünülse de yapılan araştırmalarda Türk hastaların sadece yüzde 40’ının doğum kontrolü ile ilgili bilgiyi doktordan aldığına dair sonuçlara ulaşıldığını söyleyen Uzm. Dr. Burcu Özbakır, hastaların yüzde 35’inin bu bilgileri yakın arkadaşından öğrenirken, yüzde 24’ünün annesi veya partnerinden, yüzde 17’sinin ise iletişim araçları yoluyla öğrendiğini belirtti. Bu tür kaynaklardan alınan bilgi kalitesinin düşük olduğunu, hatalı seçilmiş metodlar veya hastanın metodu kullanamaması durumunun istenmeyen gebelikler ile sonuçlanabileceğini belirten Uzm. Dr. Burcu Özbakır, doğru metodun seçilmesinin ancak hastanın doktor desteğini alarak olabileceğini söyleyerek şöyle devam etti “Doğum kontrol yöntemleri kadın ve erkek için olanlar ile kalıcı ve geçici olanlar olarak dört ayrı gruba ayrılabilir. Kalıcı yöntemler çocuk sahibi olma isteği tamamlanmış çiftler için en uygun seçenekler iken, geçici yöntemler istediği zaman çocuk sahibi olmayı planlayan çiftler için uygundur. Erkeğe ait korunma yöntemleri kadına ait yöntemlerden daha basit ve kullanışlı olmasına rağmen gebe kalanın kadın olması ve tüm riski üzerinde taşıyor olması sebebi ile doğum kontrolü için hala erkeklerden çok kadınlar başvurmaktadır” dedi. Uzm. Dr. Özbakır “Teoride yüzde 99 pratikte yüzde 92” Kadınların, çocuk sahibi olmayı planlamadıkları dönemde, doğum kontrol yöntemleri kullanımının ilk cinsel birliktelikle başlayıp, hiç adet görmediği menapoz dönemine kadar devam etmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Burcu Özbakır, erkeklerin ise cinsel birliktelik devam ettiği sürece kontrolü devam ettirmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi; “ Doğum kontrol hapları geçici korunma yöntemleri arasında en popüler seçenek olup, bu tarz ilaçlara başlamadan önce hem uygunluğun değerlendirilmesi hem de doğru kullanım için doktor kontrolünden geçilmesi, sonrasında da en azından yıllık düzenli kontroller yapılması gerektirmektedir. Doğum kontrol haplarının gebelik önlemedeki başarısı teorikte yüzde 99 olup, pratik uygulama hataları sebebi ile yüzde 92’ye kadar düşmektedir”dedi. Korunma yöntemlerinden “Spiral”in başarı oranı yüzde 99 Kadınlar için bir diğer popüler korunma yönteminin doktor kontrolünde uygulanması gereken, bakırlı rahim içi araç olan spiral olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Burcu Özbakır, spiral takıldıktan sonra da düzenli kontrollerin devam etmesi gerektiğini ve doğru seçilmiş hastalarda sprial yönteminin yüzde 99 başarı gösterdiğini belirtti. Hormonlu spiral kullanımının, kanama bozukluğu olan hastalar için de tercih edilen bir metod olduğunu, aynı zamanda doğum kontrolü isteyen hastalar için de önerildiğini belirten Uzm. Dr. Burcu Özbakır şöyle devam etti “Yani, ek bir sıkıntısı olmayan bir hastada tercih edilecek öncelikli spiral, bakırlı spiral olmalıdır. Kadın hastaların kullandığı bir diğer yöntem aylık ya da üç aylık iğneler ile cilt altına yerleştirilen implantlardır. Bu yöntemler doğum kontrol haplarındaki unutma faktörünü ortadan kaldırmaktadır. Ancak adet düzensizlikleri veya değişikliklerine neden olabileceği hasta ile önceden konuşulmalıdır. Kadınlarda diyafram, kadın kondomu ve spermisid uygulamaları, uygulama ve temin etmedeki zorluklar ve toplumda popülarite kazanacak başarısı olmaması sebebi ile pek tercih edilmemektedir. Kadınların herhangi bir yöntemle korunmadığı ve ilişki sonrasında kullandıkları “ertesi gün hapı” düzenli bir doğum kontrolü yöntemi olmayıp, gebeliği önlemedeki başarısı ancak normal riski azaltma yönündedir. Üstelik adet düzenini de bozarak etki etmektedir. Bu nedenle düzenli korunma amacı ile kullanımı önerilmemektedir. Bu seçenek sadece acil durumlar için saklanmalıdır”dedi. Uzm. Dr. Özbakır “Takvim yöntemi tek başına doğum kontrol yöntemi olarak düşünülmemelidir” Kadınlar arasında kullanılan adet döngüsüne göre gün sayılan takvim yönteminin, gerçek bir doğum kontrol yöntemi olmadığını ve gebeliği önlemedeki başarısının da düşük olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Burcu Özbakır, takvim yönteminin bu nedenle tek başına bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmaması gerektiğini belirtti. Kadınlar için kalıcı olan tek korunma yönteminin tüplerin bağlanması olduğunu ve bu yöntemin gerek sezaryen ameliyatı sırasında, gerekse laparoskopik yöntemle çok kolay bir şekilde gerçekleştirilebileceğini söyleyen Uzm. Dr. Burcu Özbakır şöyle devam etti “Tüplerin bağlanması sonrasında hastayı gebelikten koruma etkisi çok ender durumlar dışında pratikte yüzde 100 kabul edilmektedir. Tüplerin bağlanması halk arasında hatalı bilindiğinin aksine cinsel birliktelikte ve adet düzeninde hiç bir değişikliğe neden olmaz, menapoz ile de bir bağlantısı bulunmaz”dedi. Uzm. Dr. Özbakır “Doğum kontrol çalışmaları ve bilgilendirmeleri rutin yapılmalı” Bu kadar kişisel görünen doğum kontrol konusunun aslında nüfus artış oranı ile birlikte milli ekonominin de belirleyicilerinden olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Burcu Özbakır, doğum kontrolü ile ilgili gerekli çalışmaların ve hasta bilgilendirmelerinin rutin yapılması gerektiğini belirtti. Doğum kontrolünün gelişmiş tüm ülkelerin sağlık sisteminde yer aldığını ifade eden Uzm. Dr. Burcu Özbakır sözlerine şunları ekledi “Doğum kontrolü ile ilgili gerekli çalışmalar ve hasta bilgilendirmelerinin rutin yapılması, gelişmiş tüm ülkelerin sağlık sisteminde yer almaktadır ve ülkemizde de bu eğitimin hem cinsel sağlık eğitimi dersi altında okullarda verilmesi, hem de yetişkinlere sağlanabilecek doğum kontrol poliklinikleri veya eğitim seminerleri ile aktarılması; istenmeyen gebeliklerin önüne geçmede, gereksiz yere hem bireylerin, hem ailelerin, hem de toplumun zarar görmemesi için en büyük başarıyı sağlayabilir”dedi. Güncelleme Tarihi 29 Kasım 2017, 2049
Hocam merhaba, 35 yaşındayım, daha önce doğum yapmadım, herhangi bir sağlık problemim yok. Jinekolojik muayende vajina girişinin olması gereken sıkılıkta ve sıradışı bir durum olmadığı söylendi. Ancak kendi tecrübemden, hissiyatımdan ve eşimden gelen geri bildirim bu yönde değil, 6 ay kadar öncesiyle karşılaştırdığımızda sıkılık kaybı olduğunu düşünüyoruz. Sebepleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Cerrahi girişim ve Kegel egzersizleri dışında önerebileceğiniz herhangi bir öneriniz var mıdır?
avidite yöntemi hakkında biraz daha bilgi verirseniz sevinirim; 2018-06-22 200026 Güncelleme 2017-02-13 175918 Avidite yöntemi hakkında biraz daha bilgi verirseniz sevinirim. değerler yüksek çıktı diye tek çare kürtaj mı yapılacak başka bebegi kurtarma yöntemleri yok mudur? Cevabı İkinci trimesterden sonraki enfeksiyonlar fetüsü etkilemediğinden enfeksiyonun başlangıç tarihi çok önemlidir. Avidite testi ile Rubella enfeksiyonunun başlangıç tarihi hakkında bilgi sahibi göre de gebeliğin seyri hakkında karar verilir. Bu Gönderiye 0 Adet Yorum Gelmiş Bu Soruya Benzer Sorular
Nükleoplasti, fıtıklaşmış disklerin neden olduğu ağrıları tedavi etmek için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Genelde geleneksel tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu durumlarda uygulanan Nükleoplasti operasyonu yaklaşık bir saat sürmektedir. Yapılan pek çok bilimsel çalışmanın sonuçlarına göre bu yöntemin başarı oranı yüzde % 80’in üzerindedir. Nükleoplasti nasıl yapılır? Ameliyathane koşullarında skopi adı verilen görüntüleme yöntemi eşliğinde uygulanmaktadır. İşlem sırasında hasta uyutulmaz ve yüz üstü yatar. İşlemi skopi ekranından bizzat takip edebilir. Hastanın işlem sırasında rahatsızlık hissetmemesi ve gevşemesini sağlamak için sakinleştirici ilaç uygulanır. Ayrıca işlemin yapılacağı bölgeye lokal anestezik ilaç da yapılır. Bu şekilde hasta işlem sırasında ağrı duymaz ve herhangi bir rahatsızlık hissetmez. İşlem tamamen steril koşullarda ve tek kullanımlık malzeme ile gerçekleştirilir. Nükleoplasti öncesi neler yapılmalıdır? Hastada mevcut grip, sinüzit veya benzeri bir enfeksiyon ya da sebebi saptanmamış yüksek ateş ekarte edilmelidir Aspirin, Coraspin gibi kan sulandırıcı ilaçlar ve gingko biloba içeren Tebokan, Bilokan türü ilaçlar 10 gün önceden kesilmelidir Kullanılan pıhtılaşma önleyici ilaçlar an en az 1 hafta önceden kesilmelidir Girişimden 5 saat öncesine kadar herhangi katı-sıvı gıda, su ve çay vb tüketilmesinin kesilmesi gerekir Hastalara mutlaka bir refakatçi eşlik etmelidir Nükleoplasti sonrası ne yapılmalı? 1-3 gün istirahat, sınırlı oturma ve bir kerede 10-20 dakikadan fazla olmamak koşulu ile yürüme egzersizleri En az 48 saat boyunca araba kullanılmayacak İlk 2 hafta boyunca kg’dan fazla ağırlık kaldırılmayacak Alt sırt bölgesi kıvrılmayacak ve eğilmeyecek İşlemi takip eden 12 hafta boyunca masaj veya traksiyon bölgeye uygulanmayacak Nukleoplasti sonrası 2-3. haftada başlayan nazik fleksiyon ve ekstansiyon ev egzersizleri Nukleoplasti sonrası 3-5. haftada daha önceki fizik tedavilerden birine başlanabilir Taburcu edildikten sonra bireysel ev egzersiz programları günlük temeller üzerine uygulanır Nükleoplasti tedavisinin riskleri nelerdir? Nükleoplasti tedavisi, genel olarak güvenli bir işlemdir. Ancak diğer tüm işlemlerde olduğu gibi bu tedavi yönteminde de bir takım riskler ve yan etkiler bulunmaktadır. Nükleoplasti tedavisinin en sık görülen yan etkisi, hastaların uygulama sonrasında hissettikleri ağrılardır. Ancak bu ağrılar olağan oldukları gibi aynı zamanda geçicidirler. Bu tedavi yöntemi, herhangi bir enfeksiyon riskinden korunmak adına oldukça steril koşullarda gerçekleştirilmektedir. Ayrıca işlemler tek kullanımlık malzemeler ile yapılır. Bu sayede oluşabilecek enfeksiyonların önüne geçilmiş olur. Tüm bunların yanında nükleoplasti tedavisinin görüntüleme yöntemleri eşliğinde yapılmasından dolayı, uygulama sırasında ya da sonrasında ciddi komplikasyonlar görülmemektedir. Kimlere nükleoplasti yapılır? Spinal kanalın sagital çapının %33’ünden daha az yer kapladığı vakalarda MRI ile ölçülmüş disk hernisi ve bacak ağrısı mevcudiyetinde Disk herni fıtık ağrısının 6 haftadan daha uzun süre konservatif tedaviye cevap vermediği hastalarda Aksiyel ve/veya bacak ağrısı ortaya çıkaran pozitif diskogram mevcudiyetinde nükleoplasti yapılır Kimlere nükleoplasti tedavisi uygulanamaz? Nükleoplasti tedavisi; disk alanının % 50’den fazla daraldığı hastalarda, spinal kırık ya da tümör varlığında, ekstrüde ve sekestre disklerde uygulanamaz. Tüm bunların yanında yapılan bilimsel araştırmalar, uygulanan nükleoplasti tedavilerinin %80 oranında başarı ile sonuçlandığını göstermektedir. Dikkat Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Sık sık kollarında damar açılan hastaların karşılatığı sorunların "Fistül" yöntemiyle en aza indirildiğini söyleyen Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Fatih İdiz, "Arteriovenöz fistül açma ameliyatı lokal anestezi altında gerçekleştirilebilen ve 60 ile 90 dakika kadar süren ağrısız bir operasyondur. Hastalar operasyondan yarım saat kadar sonra evine gidebilmektedir. Fistül açılması hastanın yaşamında fistül açılan kolun kullanımı açısından çok fazla bir yaşam tarzı değişikliği gerektirmemektedir" dedi. İstanbul Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Fatih İdiz, hastanede yer alan Fistül Polikliniği, böbrek yetmezliği ve fistül ameliyatı hakkında bilgiler verdi. Kalp Damar Cerrahi Uzmanı İdiz, Böbrek yetmezliği hastalığı hakkında şu bilgileri verdi ”Böbrekler, kandaki zehirli metabolizma atıklarının idrar oluşturarak atılması yanında kan şekeri, tansiyon ve sıvı-elektrolit dengesinin düzenlenmesinde de görevli bir organımızdır. Bir insanda iki adet böbrek mevcuttur ve bir böbreğin üçte ikisi normal vücut fonksiyonlarının idamesi için yeterlidir. Bununla birlikte böbreklerde oluşan taş, enfeksiyon, böbrek damarlarının tıkanması ve böbrek doku hasarı meydana getiren kimi hastalıklar nedeni ile ihtiyacımızın 3 katı olan bu kapasite de yeterli gelememekte ve böbrek fonksiyonlarının kalıcı yetersizliği demek olan kronik böbrek yetmezliği hastalığı oluşabilmektedir.”Böbrek hastalarına fistül ameliyatının hangi koşulda uygulandığını ise İdiz şöyle açıkladı “Kronik böbrek yetmezliği hastalarında gerek böbreklerin kandaki zehirli atıkları süzme fonksiyonu ve gerekse sıvı-elektrolit dengesini oluşturmak amacı ile diyaliz tedavisi uygulanmaktadır. Kişilerin evde kendilerinin uygulayabildiği periton diyalizi yanında bir de bu amaçla kurulmuş diyaliz merkezlerinde’ uygulanmakta olan hemodiyaliz mevcuttur. Hemodiyaliz ihtiyacı olan bir hastanın haftada 3 gün ve her seferinde 4 saat olmak üzere hemodiyaliz makinesine bağlanması gerekmektedir. Bu 4 saat içerisinde belirli miktarda kanın vücuttan alınarak hemodiyaliz makinesinde işlem gördükten sonra tekrar vücuda dönmesi sağlanmaktadır. İşte makine için gerekli bu bol miktardaki kanın temin edilmesi için hastaların ana toplar damarlarına bir katater yerleştirmek veya koluna arteiovenöz fistül açılması’ işlemini yapmak gerekmektedir. Arteriovenöz fistül açma işleminde hastanın kolundaki ana atardamarlardan biri radial arter veya brachial arter yine aynı koldaki en yakın bir yüzeysel toplardamara sefalik ven veya bazilik ven ağızlaştırılmaktadır. Böylece atardamarda bulunan kan yüksek basınçla toplardamara iletilmekte ve diyaliz esnasında koldan yapılan yüzeysel damar ponksiyonu ile de makineye iletilebilmektedir."“30 hastaya hizmet verilmekte ve yine aylık ortalama 15-20 hastaya arteriovenöz fistül açmaktadır”Hastaneye bağlı olan “Fistül Polikliniği” hakkında bilgiler veren Cerrahi Uzmanı Fatih İdiz, ”İstanbul Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliği’ne bağlı Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi’nde yaklaşık 2 yıldır kronik hemodiyaliz hastaları için haftada 2 kez pazartesi ve çarşamba günleri ve istasyon polikliniğinde olmak üzere randevusuz ve sıra beklemeksizin -öncelikli- muayene uygulaması getirilmiş ve bu uygulama Anadolu Güney Bölgesindeki merkezlere bilgilendirme şeklinde iletilmiştir. Böylece hastaların önündeki zaman ve sıra bekleme sıkıntısı engelleri kaldırılarak daha seri hizmet sunulması amaçlanmıştır. Fistül Polikliniğinde aylık ortalama böbrek yetmezliği tanısı alan 30 hastaya hizmet verilmekte ve yine aylık ortalama 15-20 hastaya arteriovenöz fistül açmaktadır. Bu hastalar genellikle kendilerinin takip ve tedavilerini üstlenmiş olan nefroloji uzmanının veya diyaliz merkezinin yönlendirmesi ile olmaktadır. Gerekli görülen durumlarda fistül sonrası pansuman ve takipleri de poliklinikte yapılmaktadır” diye konuştu.“Arteriovenöz fistül açma ameliyatı 60 ile 90 dakika kadar süren ağrısız bir operasyondur”“Arteriovenöz fistül açma ameliyatı lokal anestezi altında gerçekleştirilebilen ve 60 ile 90 dakika kadar süren ağrısız bir operasyondur” diyen İdiz, “ Hastalar operasyondan yarım saat kadar sonra evine gidebilmektedir. Fistül açılması hastanın yaşamında fistül açılan kolun kullanımı açısından çok fazla bir yaşam tarzı değişikliği gerektirmemektedir. Fistül açıldıktan 3 hafta sonra koldaki toplardamarlarda yeterli olgunlaşma damar duvarının kalınlaşması sağlanmakta ve artık hemodiyalizde kullanılabilir hale gelmektedir. Fistül sonrası hastalar genellikle bağlı oldukları diyaliz merkezi veya nefroloji uzmanı tarafından takip edilmektedirler veya hastanın karşılaştığı bir sorun olması halinde İstanbul Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesi Fistül Polikliniğine başvurmaktadırlar” şeklinde konuştu.“Haftada iki gün randevusuz ve sıra beklemeksizin hasta muayene uygulaması yapılmaktadır”Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Fatih İdiz sözlerine şöyle devam etti “İstanbul Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Kartal Yavuz Selim Devlet Hastanesinde haftada iki gün randevusuz ve sıra beklemeksizin hasta muayene uygulaması yapılmaktadır. Muayene sonucuna göre aylık ortalama 15-20 hastaya arteriovenöz fistül açılarak hastaların tedavi sürecinde daha kaliteli ve verimli hayatlarını sürdürebilmeleri sağlanmaktadır. İlerleyen dönemlerdeki hedefimiz daha çok hasta bireye ulaşarak hizmet ulaştırdığımız hasta sayımızı arttırmaktır."
nükleoplasti yöntemi yorumları hakkinda bilgi